Üzgünüm ama sanırım bu asla ilgilenmeyeceğim bir şeye benziyor. | Open Subtitles | أنا آسفة، هذا يبدو كشيء لن أهتم له أبداً. |
Başka bir şeye benzediğini falan söyleyebilirsin ama kalp şeklinde bir anahtar işte. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تخبريني بأنّه يبدو كشيء آخر لأنّ هذا ما هو عليه، هذا هو، هذا ما يعجبني |
Bu ilk anda şiirlerin bu kadar dayanıklı, bu kadar kişisel, ve bu kadar fani olmasının sebebidir, bir anda içinizde ve dışınızda olan bir şey gibi. | TED | لذلك تبدوا الأشعار متماسكة جدًا، شخصية جدًا، وسريعة الزوال، كشيء يدخل ويخرج منك في لحظة. |
Peşine takılıp gidecek güzel bir şey gibi algılayacağız. | TED | نحن ندرك مثل هذه الرغبة كشيء جيد لنحققه. |
Merton yalnızlığına kutsal bir şeymişçesine önem veriyordu. | Open Subtitles | أعتبر (ميرتون) خلوته كشيء مقدس |
Aşkı sadece kendi kontrolüm ve rızam dışında başıma gelen bir şeydense, hayran olduğum biriyle ulaşacağım bir şeymiş gibi, farklı bir çerçeveye oturtmak, bana güç veriyor. | TED | إعادة صياغة الحب كشيء أتمكّن من خلقه مع شخص معجبة به، وليس كشيءٍ يحدث لي دون إرادتي أو موافقتي، هو شيءٌ مشجع. |
Sporda dehayı bizden uzak bir şey olarak kabul ederiz. | Open Subtitles | أعني أننا نقبل العبقرية في الرياضة كشيء لا يمكننا فعله |
Benim söyleyebileceğim bir şeye benziyor ama hayır. | Open Subtitles | ذاك يبدو كشيء من الممكن أن أقوله ولكن لا |
Bence bu derhal yapılması gereken heyecan verici bir şeye benziyor. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك يبدو كشيء يجب أن تروه فوراً |
Davetiniz için teşekkür ederim ancak reddetmek durumundayım çünkü şahsen zevk alacağım bir şeye benzemiyor. | Open Subtitles | شكراً على الدعوة ، لكن عليّ أن أرفض تبدو كشيء لن أتمتع به |
Harika, bu hiç de eziklerin yapacağı bir şeye benzemiyor. | Open Subtitles | لأنني أريد ان أكون دكتوره رائع ذلك لايبدو كشيء أحمق قد تفعليه على الإطلاق |
Kısa boylu, bodur, kafası az çalışan, kel bir adamın giyeceği tarzdan bir şey gibi. | Open Subtitles | تبدو كشيء قد يرتديه رجل قصير، ممتلئ، بطيء الفهم، أصلع. |
şey gibi Davran, Başka bir şey gibi Düşün. Kulüpte okuduğum yeni kitap. Her savaşın bir dönüm noktası vardır. | Open Subtitles | نصرفي كشيء, و فكري كشيء اخر. في كل حرب.. |
O sana bir şeyi ilk kez öğrenmektense... daha önceden bildiğin bir şey gibi gelecek. | Open Subtitles | سـوف تـأتي لـك كشيء عرفتـه من قبـل غـير شيئ تتعلمه للمرة الأولى |
- Kulağa yapabileceğim bir şey gibi geliyor bak. | Open Subtitles | حسناً ، الأن هذا يبدو كشيء يمكن أن أفعله |
Merton yalnızlığına kutsal bir şeymişçesine önem veriyordu. | Open Subtitles | أعتبر (ميرتون) خلوته كشيء مقدس |
Milton yalnızlığına kutsal bir şeymişçesine önem veriyordu. | Open Subtitles | (ميلتن) أعتبر (ميلتن) خلوته كشيء مقدس |
Kaybettiğin insanlarla konuşmak bana harika bir şeymiş gibi geliyor. | Open Subtitles | حسناً، تستطيع التحدث مع من فقدتهم من الناس يبدو ذلك كشيء رائع بالنسبة إليّ |
Sporda dehayı bizden uzak bir şey olarak kabul ederiz. | Open Subtitles | أعني أننا نقبل العبقرية في الرياضة كشيء لا يمكننا فعله |
Hediyelik eşya olarak hani. | Open Subtitles | كهدية؟ كشيء رائع؟ |