ويكيبيديا

    "كطريقة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yolu olarak
        
    • bir şekli
        
    • bir yolu
        
    • bir yol gibi
        
    Hatta daha da kötüsü, sınıfımda işler karışınca çizgi romanları beni rahatsız etmenin bir yolu olarak kullanıyorlardı. TED والأسوأ من ذلك، عندما تصعب الأمور في فصلي، كانوا يستعملون القصص المصورة كطريقة لتشتيت انتباهي.
    Kiliseler duvar halılarını sadece uzun ayinler sırasında soğuktan korunmak için değil, aynı zamanda hayatın büyük tiyatrosunu temsil etmenin bir yolu olarak kullandılar. TED استعملت الكنائس القماش ليس فقط لتجنب البرد خلال القداس، بل أيضاً كطريقة لتمثيل مسرح الحياة العظيم.
    Araştırmacılar yüzyılı aşkın bir süredir kanserle savaşmanın bir yolu olarak immün sistemini araştırmaktalar ve kanser aşıları ne yazık ki hayal kırıklığı yarattı. TED ظل الباحثون لأكثر من قرن يدرسون الجهاز المناعي كطريقة لمحاربة السرطان وكانت لقاحات السرطان للأسف مُحبِطةِ.
    Bana tembel olduğunu söylemenin oldukça nazik bir şekli gibi geldi. Open Subtitles تبدو كطريقة دبلوماسية للغاية للقول انه كسول
    - Ölümün kötü bir şekli gibi. - Ölmeyiz. Open Subtitles يبدو كطريقة بشعة للموت لا نموت
    Yağlıboya portre, bu simaları tasvir etmenin sadece bir yolu. TED نحن نستخدم فن التصوير كطريقة لتقديم حياتهم إلى الناس، فقط.
    Bu yüzden Birleşmiş Milletler Dünya Yiyecek Programı'nda bir iş aldım bu güvenlik sorunlarını ele almayı denemek için bir yol gibi doğrudan yiyecek güvenliği sorunlarıyla. TED وتبعا لهوسي ذاك .. حصلت على عمل في برنامج الغذاء العالمي التابع للامم المتحدة كطريقة لكي اتعامل مع مشاكل الأمن العالمي عن طريق حل مشاكل الغذاء العالمية
    Kentsel tarım -- ve bu üçüncü örneğim -- işbirliği modelini geliştirmenin bir yolu olarak kullanılabilir. TED الزراعة الحضرية، وهذا مثالي الثالث، يمكن أن تستخدم كطريقة لرفع نموذج العمل التعاوني.
    Kişi içruhsal stresi, sorunu çözmenin bir yolu olarak duygusal olarak baş edebileceği fiziksel semptoma dönüştürür. Open Subtitles و عندها تحول ذلك الإضطراب النفسي الى أعراض جسدية كطريقة للتعامل مع المشكلة
    Siyaset alay konusu olabiliyorsa bilim, seks ve dünyadaki geri kalan her şey gerçeği aydınlatmanın bir yolu olarak alay konusu olabiliyorsa neden din bundan hariç tutulsun? Open Subtitles لو كل شيئ آخر في العالم مُعرض للسخرية كطريقة لإلقاء الضوء علي الحقيقة لماذا يُستثني الدين؟
    Hala hayatta olduğumu hissetmenin bir yolu olarak pervasız davranışlarda bulunmaya. Open Subtitles استخدام تصرفات متهورة كطريقة للإحساس بأني لازلت حيّة
    Bunu her şeyi değiştirmenin bir yolu olarak gör. Open Subtitles انظري لهذا كطريقة لتغيير كل شيء
    CNN, İnançtaki Renk'i toplulukları birleştirmenin bir yolu olarak tanımladı. TED سلّطت (سي إن إن) الضوء على "لون الإيمان" كطريقة لربط المجتمعات ببعضها البعض.
    Fakat bu programlara bakıldığında şu çok açıktır; -- bu şimdi, yüzyıllardır ya da bin yıllardır süregelen tüm sanat formlarının değerinin yirminci yüzyılda bir kenara atıldığını söylemenin bir yolu olarak kullanılır. TED لكنه من الواضح جداً، بالنظر إلى هذه المناهج، التى -- هى مستخدمه حالياً كطريقة لقول أن كل أنواع تقدير الفن التى كانت ممارسة لقرون أو ألفيات ماضية، قد تلاشت فى القرن العشرين.
    Bana "yalancı" demenin süslü bir şekli gibi geliyor kulağa, efendim. Open Subtitles تبدو كطريقة واهية لدعوتي بالكاذب، سيدي.
    Birini bayıltmak için çok samimi bir yol gibi görünüyor. Open Subtitles -تبدو كطريقة حميمية لإفقاد أحدهم الوعي .

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد