ويكيبيديا

    "كفدية" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • fidye
        
    • fidyeyi
        
    Kendi kendine fidye ödeyip o nakit parayla istediğini yapabilir. Open Subtitles لذا جمع جميع أمواله كفدية ويمكنه فعل ما يريده بها
    Babamın fidye olarak ödediğini söylediği para yatırımcı gelirlerini şişirmek için kullanıldı. Open Subtitles الأموال التي تظاهر أبي بدفعها كفدية كانت في الحقيقة لتضخيم عوائد المستثمرين
    Annen senin için ne kadar fidye öder asi? Size söyledim, ben asi değilim. Open Subtitles ،كم ستدفع والدتُكَ كفدية لك أيها المتمرد؟
    Benim mahkum etti! Beni küçük düşürdü! Ona fidye vermek zorunda kaldım. Open Subtitles لقد جعلني سجينه, لقد اعتصرني وجعلني أدفع له الملايين كفدية
    Gemiyi alacaktım fidyeyi kimse zarar görmeyecekti. Open Subtitles لإغتنم السفينة كفدية ولا أحد يُصابّ
    Çünkü İnsanoğlu bile hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi. Open Subtitles حتى أبنأكم ، أتو للدنيا ليس ليكونوا وزراء لكن ليكون وزير ، عليه وهب حياته كفدية للناس
    Karısına geçen akşama kadar oğlunu fidye olarak getirmesini söyledim. Open Subtitles أعطيت عاهرته حتى ليلة أمس لتقديم أبنها كفدية
    30 milyon fidye için inanılmaz yüksek bir rakam. Open Subtitles ثلاثين مليون مبلغ كبير جداً كفدية
    fidye için 3 Milyon Dolar istemişler. Open Subtitles لقد طلبا ثلاثة ملايين دولار كفدية.
    fidye için 3 Milyon Dolar istemişler. Open Subtitles لقد طلبا ثلاثة ملايين دولار كفدية.
    Bu sabah da 5 milyon dolar fidye istediler. Open Subtitles هذا الصباح طلبوا خمسة ملايين كفدية
    fidye isteriz. Bizi seni öldürmek zorunda bırakma. Open Subtitles سنأخذك كفدية,لا تدفعينا لقتلك
    Kendine 'ben yazamam' diyen zavallı, masum ve korumaya muhtaç kız bir şarkının dörtte üçünü yazmış ve son çeyreğini elinden alabilmek için fidye ödemenmesi lazım, çünkü kendi istediklerini elde edemiyor. Open Subtitles المسكينة، البريئة، العاجزة، تقول لنفسها، "أعجز عن الكتابة" شاركت في تأليف ثلاثة أرباع أغنية ناجحة، والآن تتخذها كفدية لأنها لم تحصل على ما تريده تماماً
    Hayatlarını korumak için Bayan Clarke bize karşı elinde bulunan tüm delilleri fidye olarak teklif etti. Open Subtitles في نداء من أجل حياتهم، عرضت (آنسة (كلارك جميع الأدلة ضدنا كفدية
    Ve Colby için fidye istemek de dâhiyane idi. Open Subtitles و طلب إطلاق سراح (كولبي) كفدية كان عبقري
    -Pek fidye taşıyorlar gibi durmuyor. Open Subtitles ! هذه لا تبدو كفدية
    fidye mi istiyorlar? Open Subtitles كفدية مثلاً؟
    - Beni fidye için alın. Open Subtitles . -خذني كفدية .
    O yüzden fidyeyi vermeye kendim gittim. Open Subtitles "لهذا ذهبت كفدية لتسليم نفسي"

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد