Delirmiş bir sanatçı gibi olay yaratıyorsun. | Open Subtitles | بخلق فضيحة كفنانة مجنونة |
Bana sanatçı gibi davranıyorlardı. | Open Subtitles | عاملونني كفنانة |
Bugün sizlerle İranlı bir sanatçı olarak İranlı kadın bir sanatçı olarak sürgünde yaşayan İranlı kadın bir sanatçı olarak verdiğim mücadeleyi paylaşacağım. | TED | القصة التي أريد أن أشاركها معكم اليوم هو تحدي كوني فنانه إيرانية، كفنانة إيرانية، كفنانة إيرانية، تعيش في المنفى. |
bir sanatçı olarak kişisel yolculuğum çok çok şahsi bir noktadan başladı. | TED | رحلتي كفنانة فقط من مكان جدا، شخصي جدا. |
Ama işinin tamamıyla dürüstlükten ve gerçek olmaktan oluştuğunu düşünen bir sanatçı olarak çoğu zaman kopya çekiyormuşum gibi hissediyorum. | TED | ولكن كفنانة تشعر أن عملها يعتمد فقط على قاعدة من الصراحة والحقيقة، غالبًا ما أشعر أن ذلك مثل الغش. |
Hiçbirimiz kaderimizden kaçamayız, ama bir sanatçı olarak onunla yüzleşebilir ve ona karşı çıkabilirsin. | Open Subtitles | لا يوجد بيننا من يقدر أن يتجنب مصيره و لكن كفنانة.. يمكنكِ أن تواجهيه بكل صراحة.. و تحاربيه |
Tüm bu betimlemeler bir sürü yaygara yarattı. Ve ben mide bulandırıcı bir sanatçı olarak olarak gösterildim. Basın bunun hakkında yazıyordu, bilirsiniz, tüm sayfalar bunun ne kadar kötü olduğu hakkındaydı, | TED | كل هذه الصور التي كانت تثير كثير من الجلبة وكان يشار إلي كفنانة مقززة. الصحافة كانت تكتب عن ذلك, تعلمون, يعطون صفحات كاملة عن كيف كان ذلك بشع |
"Hayır, değil," dedi. "bir sanatçı olarak hayatını kazanamazsın!" | TED | فأجابني:"لا، لا تريدين ذلك". "لا يمكنكِ كسب لقمة العيش كفنانة". |
Bak, Donna, bir sanatçı olarak... hayatına bir derinlik katmak için hikaye yazdı. | Open Subtitles | دونا, كفنانة ... كتبت قصتها لكي تضع بعض المفاهيم على حياتها. |
Aslında bir sanatçı olarak tek işin o. | Open Subtitles | هذه مهمتكِ الوحيدة، حقًا، كفنانة. |