Çünkü o haylaz köpeği çok sevmiştin. | Open Subtitles | لأنك أحببت ذلك الكلب، لقد كان مجرّد كلبٍ لطيف وجميل. |
Bir köpeği üç gün boyunca canlı tutabileceğimize eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدةٌ من أنَّه يمكننا إبقاءُ كلبٍ حيّاً لثلاثةِ أيام |
Bunu en son gördüğünde, üzerinde ölü köpeğin diş izleri olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنك في المرة الأخيرة التي رأيتها فيها لم تكن عليها علامات أسنان كلبٍ ميت |
Ortaokul mezuniyetime kargo şort giyip gelmişken bir köpeğin doğum günü partisi için papyon taktığını. | Open Subtitles | أنك إرتديت سروالاً قصيراً لحفلة تخرجي من المدرسة المتوسطة لكنك سترتدي ربطة عنق لحفلة ميلاد كلبٍ ما |
Duyduğuma göre, eğer küçük, eşcinsel bir köpek sana saldırırsa, kafasına kazağını geçirip, Allah yarattı demeden girişmek gerekirmiş. | Open Subtitles | سمعتُ عن عندما هوجمت من قِبل كلبٍ صغير شاذ وكان يفترض عليك تغطيه رأسه بقميصه ومعاركته على طريقة الهوكي |
Cassandra, hayatının bu kadar harap olmasına ve bir köpek ve bebekle üçlü yapmayı kıl payı kaçırdığına üzüldüm. | Open Subtitles | أنا آسف لأن حياتكِ تدمرت وبأنكِ كدتِ أن تمارسينَ علاقةٍ ثلاثيةٍ مع كلبٍ وطفل لكن حياتكِ لم تكن بلا معنى |
Tıpkı bir çivavanın büyük bir köpeğe havlaması gibi. | Open Subtitles | مثلما يقوم الـتشيواوا بالنباح على كلبٍ كبير. |
İyi köpekçik. Ama bunlar numara. | Open Subtitles | يالك من كلبٍ مطيع لكن هذا مجرد تمثيل |
Ölü bir köpeği temizletmeye çalıştığını duydum. | Open Subtitles | سمعت بأنك حاولتِ تنظيف كلبٍ ميت |
Sadece kayıp bir köpeği arıyorum. | Open Subtitles | كنتُ أبحث عن كلبٍ شاردٍ و حسب. |
Adam bütün hayatını bu köpeği yaratmaya adamıştı. | Open Subtitles | الرجل يقضي حياته بأكلها في تطوير كلبٍ. |
Köpek, köpeği çeker. | Open Subtitles | من كلبٍ إلى آخر ؟ |
Henry, bu "kör adamın gören köpeği." | Open Subtitles | هنري، أنه كلبٍ كعينٌ للرؤية |
Bir köpeğin ısırmayı bırakmasını istiyorsan, dişlerini çek. | Open Subtitles | إذا أردت منع كلبٍ من العض , فاقتلع أسنانه |
Sen artık müşterim değilsin. Ölü bir köpeğin taşşakları bile olsa sana satmam. | Open Subtitles | (أنتَ لست عميلاً بعد الأن، يا (قانت لم أكن لأبيعك عرق خصيان كلبٍ ميت |
Gerçeklere bakarsak, bulaşıklarını asla lavaboya götürmeyen bir adamın Hudson Park'da köpeğin pisliğini temizlemek için yere eğileceğini zannetmiyorum. | Open Subtitles | في الواقع، أنا لا أرَ أطباق الرجل تصل للمغسلة، ناهيك عن تنزيه كلبٍ في مُتنزّه (هدسون). |
Peki bir... bir köpeğin Alaska'yı şu şekilde çiğnediğini düşünebilirsiniz. | Open Subtitles | أعني... يمكنكم.. يمكنكم رسم كلبٍ أصم يقوم بمضغ (آلاسكا). |
Geldiğimde, büyüklüğü lanet bir köpek kadar olan bir tane gördüm. | Open Subtitles | عندما دخلت رأيت واحداً بحجم كلبٍ منيوك |
Eline geçen en büyük firsati sikik bir köpek için harcadin. | Open Subtitles | لقد أضعت فرصتك الأكبر من أجل كلبٍ لعين |
Kim, neden bir köpek barınağını dinlemeye çalışsın ki? | Open Subtitles | -لمَ سيودّ أحدهم وضع وجار كلبٍ تحت المراقبة؟ |
Şimdi bir köpeğe birlikte sahip olmaları demek köpekle birlikte yürüyecekler yani yakınlaşacaklar demek. | Open Subtitles | امتلاك كلبٍ معًا، يعني.. سيأخذون الكلب في نزهة معًا. يقتربون أكثر. |
Kötü köpekçik. | Open Subtitles | يا لكـَ من كلبٍ سئ |
Cook'un ismini zikretme seklin aynen birinin köpek bokundan bahsederken ki hali gibi. | Open Subtitles | -أنتَ نطقت أسم (كوك) ، كما لو أنّكَ تتحدّث عن.. - "روث كلبٍ". |