Her ne kadar birçok insan beni rahatlatmayı ve cesaretlendirmeyi denese de onların sözleri bana çok manasız geliyordu. | TED | رغم ان كثير من الناس حاولوا مواساتي وتشجيعي، كلماتهم بدت لي كأنها ضجيج بلا معنى. |
Umarım sözleri ve bu destansı film gerçek hayattaki kahramanlara uyanma ve yardım etme konusunda ilham verir. | Open Subtitles | آمل بأن كلماتهم وهذا الفيلم الملحمي ستلهم بطلاً حقيقياً بأن يقف ويساعد |
İnsanlar, ölüm döşeğindeyken, hatırlanmaları için son sözlerini söylemek isterler. | Open Subtitles | أتعلمين أمراً، الناس في فراش موتهم.. تكون لديهم فرصة ليضعوا كلماتهم الأخيرة معاً.. |
Birleşmenin yakın olduğu konusunda sizi uyaranlar, ki yakın belki sözlerini müziğe dökerek sizi daha iyi ikna ederler. | Open Subtitles | ربما هؤلاء من يحذرونك بأن عملية ضم النمسا قادمة، و ربما... يذهبون معك إلى ما هو أبعد... بإلحاق كلماتهم إلى الموسيقى. |
Farkına bile varmadan, kelimeler ağzımdan çıkmıştı. | Open Subtitles | قبل أن أعرف شيئاً كانت كلماتهم تخرج تلقائياً |
Düşüncelerini minik minik parçalara ayırıp, duygularını da, kelimeler dillerinde körelene kadar kullanılabilir ebatlara bölüyorlar. | Open Subtitles | وينحتون خواطرهم في شكل قطع صغيرة ويجزئون عواطفهم ليتمكنوا من التحكم بها حتى تكلّ كلماتهم من أن تُنطق بألسنتهم |
Onun için kelimeleri kırmızı ile değiştirdi. "Kırmızını duy, kırmızını gör." | Open Subtitles | و لذلك فهو يرى كلماتهم حمراء أسمع لونك الأحمر,أرى لونك الأحمر |
Onların sözleri binlerce canı kurtarabilirdi. | Open Subtitles | كلماتهم ستنقذ الآلاف من الأرواح. |
Müzikleri sana hatunları götürmek için harika bir ortam sunuyor olabilir ama bence şarkı sözleri şiir gibidir. | Open Subtitles | هل تعرف ، أنا متأكد منك أن أغانيهم هي مجرد... ... صوت رائع للحصول على ضجيج الفتيات... ... ولكن كلماتهم هي شعر. |
Bir yıldırım düşürmediği için sözleri. | Open Subtitles | "لأن كلماتهم لا تنشطر مثل البرق". |
Sessizlikte, aklının içinde ve sen onların sözlerini tekrar edeceksin. | Open Subtitles | في صمت ، في عقلك وستعيد كلماتهم |
Şiddet içeren suçlardan ötürü hapiste olan arkadaşlarım Bill, Cory ve Arocks da güzel sözlerini genç insanlarla paylaştılar ve karşılığında ilgi hissi aldılar. | TED | أصدقائي (بيل) و (كوري) و (أيروكس)، كلهم في السجن بسبب جرائم عنف كذلك، شاركوا كلماتهم من الحكمة مع هؤلاء الشباب أيضاً، وحصلوا على شعور بالإنتماء بالمقابل. |
Davranış düzenleri hayatlarında ve özellikle online ortamlarda neleri tıklıyorlar, neleri beğeniyorlar, anahtar kelimeler. | Open Subtitles | أنماطهم السلوكية في الحياة وخاصة على الإنترنت ما يتابعون، إعجاباتهم كلماتهم الرئيسية واجتناباتهم |
Ve bu çocukların ilk İngilizce kelimeleri "Google"dı ve sadece Skype'ı biliyorlardı. | TED | وهؤلاء الأطفال، أول كلماتهم الإنجليزية هي "قوقل،" ويعرفون فقط سكايب [برنامج محادثة]. |
O karakterlerin kullandığı kelimeleri, herhangi bir duruma uyacak şekilde kullanabiliyordu ve sıklıkla da kullanacaktı. | Open Subtitles | فقد جعل من كلماتهم جملا للمناسابات المختلفة, وفى الغالب قد نجح |
Bu bir kod; ordu askerlere, yakalanmışlarsa veya itirafa zorlanmışlarsa kelimeleri ağızlarında gevelemelerini öğretiyor. | Open Subtitles | إنها شيفرة، الجيش يعلم الجنود أنّ يٌبهموا كلماتهم إنّ تم إحتاجزهم أو إجبارهم على الإدلاء بإعتراف |