böbreğini St. Donald'a götürmek için bekleyen bir nakil ekibi var. | Open Subtitles | إذاً لدينا نقل منتظر " لأخذ كليتك إلى " سانت دونالدز |
Seni kaçırıp uyuşturucu veriyorlar sen ne olup bittiğini anlamadan eBay'de böbreğini satıyorlar. | Open Subtitles | يختطفونك ثم يخدروك و يضعونك , فى حوض الإستحمام بدون أن تعلم ثم ينتزعون منك كليتك و يبيعونها |
Kararsızlığın hala bir parçan olarak hissetmenden halen iyi bir açıklaması olduğunu hissetmen gibi böbreğini çalmak için, | Open Subtitles | التردّد الذي يحيط بك ليس سوى الجزء الذي مازال يعتقد أنّه عنده تفسير كامل و مقبول لسرقة كليتك |
böbrek faaliyetlerin düşüyor ve maalesef ameliyat etmezsek toplu bir organ iflası yaşayacaksın. | Open Subtitles | عمل كليتك يتناقص وأخشى أن يحدث فشل للعضو إن لم نجري العملية |
O senin böbreğin, oğlum. Git başımdan. | Open Subtitles | انها كليتك يابني تماشى مع الأمر |
Madem kafan bu kadar götüne sokulmuş gitmek üzere olan böbreğine bir veda öpücüğü ver bari. | Open Subtitles | إن كان رأسك بهذا العلو عن مؤخرتك، يجدر بك أن تكون قادراً على تقبيل كليتك قبلة الوداع |
Bay Young'ın sorumlu olduğu bir kargaşada böbreğinizi kaybettikten sonra. | Open Subtitles | بعدما خسرت كليتك في أحداث شغب كان السيد يونغ مسؤول عنها |
içinde bir yerlerde neden böbreğini çaldığı, neden seni camdan attığı konusunda sana iyi bir açıklama yapacağını ümit etmenden kaynaklanıyor. | Open Subtitles | هو الجزء بداخلك الذي لازال يشعر أن لديه سبب مقنع تماماً لسرقة كليتك |
Ablana böbreğini vermezsen ne olacağını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلمين فعلاً ما الذي سيحدث إذا لم تعطي اُختك كليتك , أليس كذلك ؟ |
Kimse onlara bulaşmaz. Bu adamlar zevk için insanın böbreğini alır. | Open Subtitles | لا يعبث أحد معهم، فقد يتنزعون كليتك لا بهدف بيعها. |
Bana böbreğimi ver yada kendi böbreğini ver seni yaşlı keçi. | Open Subtitles | اعطني كليتي او اعطيني كليتك ايتها العنزة الخرفة |
Ya onu verirsin ya da seni kesip böbreğini satarım. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأن تعطيني 5 آلاف المال، و إلا سأقطع كليتك و أبيعها |
Bana böbreğini verirsin, ben de yeni bir kimlik veririm. | Open Subtitles | تعطيني كليتك فأعطيك هوية جديدة. |
Gerekirse böbrek sat, 12 yaşındaki çocuğunu sat umurumda değil. | Open Subtitles | بيع كليتك دعّ أبنتك ذات 12 عاما عاهره لا أهتم كيف ستأتي بالمال ولكني أريد |
böbrek üstü bezinizdeki tümör böbreğinize yayılım göstermiş. | Open Subtitles | الكظرية غدتك على الذي الورم كليتك عرّض قد |
Pali, böbreğin dominoyu tamamlamak için küçük bir yolculuğa çıkacak. | Open Subtitles | بالي " كليتك تأخذ رحلة " لإغلاق التناوب |
Senin böbreğin olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف انها كليتك |
Ama sonra asıl kızı Cailin için senin böbreğine ihtiyacı olduğu aklına geldi! | Open Subtitles | ثم تذكرت أنها تحتاج كليتك " لإبنتها الحقيقة " كيلين |
Başlatma böbreğine. Ülkemizin yüzünü kara çıkardık. | Open Subtitles | سمرت كليتك الحقت العار ببلدنا. |
Beyler iyi haberlerim var böbreğinizi sıkıntısız alabildik. | Open Subtitles | سادتي لدي خبر جيد ازلنا كليتك بدون مشاكل |
Böbrekler işemeni sağlar. | Open Subtitles | كليتك لأجل التبول |
Son taramalarda çıkmamasına rağmen böbreğinin arkasındaki yumuşak dokuda ufak bir tümör olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعرف ان لديك ورم صغير في الانسجة الرخوة خلف كليتك والذي لم تظهره الاشعة الاخيرة |
Böbreklerin taburcu olabileceğin kadar iyileşti ama iki ay karate kursu yok. | Open Subtitles | كليتك معافاة ويمكنك الرحيل ولكن لا تلاكم في صف الكاراتية لمدة شهريّن |
On dört tane içtin. Böbreklerini berbat edeceksin. | Open Subtitles | لقد أخذت 14 حبة بالفعل ستخرب كليتك |