Az önce mahkûmumuzla konuştum. Bir sorunumuz var. | Open Subtitles | كلّمتُ السجين قبل قليل، لدينا مشكلة |
Eşiyle konuştum, geçen hafta öğrenmişler. | Open Subtitles | كلّمتُ زوجها، علموا الأسبوع الماضي فحسب |
Şey, ee.... Tim Chegley ile konuştum, ve yarın geceki partisine gelmek isterseniz gelebileceğinizi söyledi. | Open Subtitles | إذاً، كلّمتُ (تيم تشيغلي) وقال بأنّه إن أردتَ أن تحضر حفلته ليلة غد، فيمكنك ذلك |
Roger'la konuştum. Şimdilik kimseye bir şey söyleyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | كلّمتُ (روجر) ولا أعتقد أنّه سيخبر أحداً بأيّ شيء للوقت الراهن |
Quinn, benim. Jamie'yle konuştum. Cassie'nin sevgilisine tekrar bir uğramamız lazım. | Open Subtitles | (كوِن)، هذه أنا، كلّمتُ (جَيمي) للتوّ، أرى أنّ علينا تحرّي أمر الخليل مجدّدًا |
Şef Beddington ile konuştum, en yakın akrabası olduğum için müsamaha gösterdi. | Open Subtitles | لقد كلّمتُ الرئيس (بيدنغتون) و قد تفهم كوني أقرب أقربائها |
Avukatınızla konuştum. | Open Subtitles | لقدْ كلّمتُ محاميكِ |
Areto ile arenada konuştum, Telemon'u tanıyor. | Open Subtitles | كلّمتُ (آريتو) في الحلبة, كانت تعرف (تيليمون) |
Bak, dün LJ'le konuştum. | Open Subtitles | اسمع، كلّمتُ (إل. جاي) يوم أمس |
Bak, dün LJ'le konuştum. | Open Subtitles | اسمع، كلّمتُ (إل. جاي) يوم أمس |
Ambara gittiğimizde Desmond ile konuştum. | Open Subtitles | عندما عدنا إلى الحجيرة، كلّمتُ (دزموند) |
Ahmad'i bilen birisiyle konuştum ve | Open Subtitles | كلّمتُ أحداً يعرف (أحمد) |
Bu sabah Olivia'yla konuştum. | Open Subtitles | كلّمتُ (اوليفيا) هذا الصباح |