Sadece senin mutlu olduğundan emin olmak istiyor tatlım. Hepsi bu. | Open Subtitles | إنها لا تريد سوى أن تتأكد أنكِ سعيدة ، يا عزيزتي ، هذا كلّ ما بالأمر |
- Hayır. Sadece bayıldığını hatırlayacak, hepsi bu. | Open Subtitles | لن يذكر سوى أنّه فقد الوعي، و هذا كلّ ما بالأمر. |
- Hayır. Sadece bayıldığını hatırlayacak, hepsi bu. | Open Subtitles | لن يذكر سوى أنّه فقد الوعي، و هذا كلّ ما بالأمر |
Üzgünüm Sadece şişkoların 2.5 saat boyunca yabancı bir dilde şarkı söylemelerine dayanamıyorum. | Open Subtitles | آسفة، كلّ ما بالأمر أنّي لست معجبةً بأناس بدناء يغنّون بلغةٍ أجنبيّة لمدّة ساعتين ونصف. |
Tamam, Sadece arkadaşım için kaygı duyuyorum. | Open Subtitles | حسناً، كلّ ما بالأمر أنّي قلق حيال صديقي. |
Sadece bir bisiklet. O kadar. | Open Subtitles | هذه درّاجة، وهذا كلّ ما بالأمر |
Sadece onu biraz korkutmak istemişlerdi. | Open Subtitles | وددنا تخويفه و حسب، هذا كلّ ما بالأمر. |
Sadece çok güzel olduğunuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | كلّ ما بالأمر أنّي أراكِ فائقة الجمالِ. |
Sadece onu kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | كلّ ما بالأمر أني لا أريد أن أخسرها. |
Sadece son zamanlarda ya sev ya terk et modunda. | Open Subtitles | كلّ ما بالأمر... في الآونة الأخيرة، يبدو وأنّ بإمكانها أن "تأخذه أو تتركه". |
Sadece geçiçi, yeni bir ev bulacağım ve üç yeni top. | Open Subtitles | كلّ ما بالأمر أنّي ملزم بإيجاد منزل مؤقت جديد. وثلاث خصياتٍ جديدة... . |
Rahatla Alan, Sadece konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | استرخِ يا (آلان)، كلّ ما بالأمر أنّي أريد التحدّثَ معكَ. |
Sadece neden Jake ile olduğunu anlayamıyorum. | Open Subtitles | كلّ ما بالأمر أنّه لا يمكنني أن أفهم لما أنتِ رفقة (جايك). |
Sadece... | Open Subtitles | كلّ ما بالأمر... |