Diğer taraftan tüm kanıtları yok edip ağzımızı kapalı tutabiliriz. | Open Subtitles | من ناحية أخرى , ندمّر كل الأدلة وسنغلق أفواهنا |
tüm kanıtları gördüğümüzü biliyorum, ...ama kanıtların arasında farklı olan bir şey, her hangi bir şey, var mı ? | Open Subtitles | أنا أعرف أننا رأينا كل الأدلة لكن هل هناك أى شئ ، أى شئ مهما كان بين الأدلة غير متلائم معها ؟ |
Babama karşı olan Bütün kanıtlar orada. | Open Subtitles | هذه كل الأدلة التي ستحتاجها لتقبض على أبي |
Tüm deliller onun birinci sınıf, takma protezler kullandığını gösteriyor! | Open Subtitles | كل الأدلة تقول أنه كان يرتدي أطراف صناعية عالية الجودة |
Size karşı olan bütün kanıtları yok eden adam olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنا الرجل الذي جعل كل الأدلة ضد تذهب بعيدا، |
Bilgisayarlar çevrimiçi olduğunda ihtiyacımız olan tüm delilleri buluruz. | Open Subtitles | سنحصل على كل الأدلة التي نحتاجها عندما يتم تشغيل الحاسوب |
Elimizde olan tüm kanıtlar, karanlık maddenin orada olduğunu söylüyor ve gökleri dolduran o güzel sarmal galaksilerde olan bir sürü şeyi açıklıyor. | TED | كل الأدلة التي نملكها تثبت أن المادة المظلمة موجودة وذلك يتمثل في كثير من الأشياء في تلك المجرات اللولبية الجميلة التي تملؤ السماء. |
Gözümün içine bak ve John un bu işe bir ilgisi olduğunu düşündüğünü söyle Bütün deliller onu gösteriyor. | Open Subtitles | انظر في عيني وقل لي أنّك تعتقد أنّ جوني فعل هذا؟ - كل الأدلة تشير له - |
- Ay doğduğunda ihtiyacınız olan tüm kanıtları göreceksiniz. | Open Subtitles | حينما يطلع القمر سيكون لديكم كل الأدلة التي تحتاجونها |
Bak bizde bundan hoşlanmıyoruz, ancak Miami Polisi sizin ofisi bugün basacak, ve Şef çok endişeli sizin tüm kanıtları kapıyı tekmelediğimiz anda saniyeler içinde yoketmenizden, bu yüzden şimdi bizim seni ofisine geri götürmemiz vee bilgi işlem biriminize şu küçük şeyi yerleştirmen gerekiyor. | Open Subtitles | انظر نحن لا يعجبنا هذا أيضا ولكن شرطة ميامي ستداهم مكتبكم اليوم والشريف قلق انكم ستقومون بتدمير كل الأدلة |
Bekle bir saniye, bugün kullanmayı planladığı tüm kanıtları kabul edilemez yapmaz mı peki? | Open Subtitles | مهلاً، ألا يعني أنّ كل الأدلة التي يفكر باستخدامها مرفوضة ؟ |
Bütün kanıtlar elimde olmadan sonuca varmayı sevmem. | Open Subtitles | لا احب أن أكون أي استنتاج قبل أن تتضح كل الأدلة |
Bütün kanıtlar o bok çuvalının suçlu olduğu yönünde bunun aksini ispat edemezsin. | Open Subtitles | كل الأدلة على هذا الحثالة المجرم لا يمكنك ان تدحض الادلة. |
Bütün kanıtlar cinayeti o aptalın işlediğini gösteriyordu. | Open Subtitles | كل الأدلة أشارت إلى أنّ هذا الغبي هو المذنب |
Ve şu anda, elimizdeki Tüm deliller sevgilinizi işaret ediyor. | Open Subtitles | وحتى الآن كل الأدلة التي وجدناها تشير مباشرةً الى صديقكِ |
Tüm deliller Savunma Departmanı'nın en iyi analiz uzmanlarınca incelendi. | Open Subtitles | وقاموا بعرض كل الأدلة على كبار المحللين في وزارة الدفاع |
Hastane odasından gelen bütün kanıtları tekrar gözden geçir. | Open Subtitles | أبحث في كل الأدلة الجسدية التي وجدناها في الغرفة |
Jürideki bayanlar ve baylar. bütün kanıtları dinlediniz. | Open Subtitles | أيها السيدات والسادة من هيئةِ المحلفين لقد سمعتم كل الأدلة |
tüm delilleri heba ettiğin için adam muhtemelen serbest bırakılacak. | Open Subtitles | من المحتمل أن يفرج عنه لأنك أفسدت كل الأدلة |
Gellar'la ilgili tüm delilleri anlamanın yolu o kadından geçiyordu. | Open Subtitles | هذه المرأة كانت المفتاح لتفسير كل الأدلة حول جيلر |
Sana karşı elimdeki tüm kanıtlar karanlıkta kalacak. | Open Subtitles | كل الأدلة التي بحوزتي ضدّك لن تخرج للنور أبداً |
Aleyhindeki Bütün deliller tesadüfiydi. | Open Subtitles | كل الأدلة ضده كانت ظرفية تماما |
Patlamaya ait her delili topladılar mı? | Open Subtitles | هل قاموا بجمع كل الأدلة من حادثة الانفجار؟ |
1971'deki teoriye göre bir göçebe, ailesini öldürüp Kathy Gray'i kaçırdı ve tüm ipuçları ortadan kayboldu. | Open Subtitles | نظرية نعمل عليها منذ 1971 كانت ان شخصا عابرا قتل العائلة و خطف كاثي غراي ثم كل الأدلة أصبحت باردة |
Yani, lanet olası tüm ipuçlarını inceledik. | Open Subtitles | من لم يعمل بالفعل عليها ؟ أعني، تابعنا كل الأدلة الملعونة. |
Tüm delillerin aksini göstermesine rağmen başarılı olacağın hayaline sıkı sıkıya tutunuyorsun. | Open Subtitles | على الرغم من كل الأدلة المضادة، فإنّك تتشبث بالوهم الذي ستتغلب عليه. |
Eğer katil Melvin Carville ise,... ..bu yer tüm kanıtlardan silinerek temizlenmiştir. | Open Subtitles | لو كان القاتل ميلفن كارفل فسيكون المكان منظفا تماما من كل الأدلة |
Diğer taraftan, bütün delilleri yok edip ağzımızı kapalı tutabiliriz. | Open Subtitles | من ناحية أخرى إذا أخفينا كل الأدلة هنا وأغلقنا أفواهنا |
Tabii. Bütün ipuçlarını verdikten sonra çözersin tabii. | Open Subtitles | بالتأكيد، الآن أعطيتكِ كل الأدلة فالأمر واضح |
-Zack, başlamadan önce tüm kanıtları gözden geçirecek zamana sahip olmanı istiyorum. | Open Subtitles | التأكد من أنك أمضيت ما يفكي من الوقت لمراجعة كل الأدلة أنت رأيت صور مسرح الجريمة , صحيح ؟ |