Ve iyi şeyler yapmanın kötü şeyleri unutturması hoşuna gidiyor olabilir. | Open Subtitles | ويبدو كانك تعمل اداء رائع يساعدك على نسيان كل الاشياء السيئة |
Ve aslında bizi yaratan, yaşamı yaratan ve tüm yaşamsal şeyleri yaratan ışıktır. | TED | وفي الواقع ,انه انشأنا انشأ الحياة انشأ كل الاشياء في الحياة |
Şimdi şeyleri renklerine göre grupladık, açı renklere göre diziliyor. | TED | إذاً لديك الآن كل الاشياء مرتبة بالألوان، خرائط الزاويا إلى ألوان. |
Kara Pençe'nin görevlerinden biri Grimmlerle ilgli... herşeyi yeryüzünden silmek, | Open Subtitles | احدي مهام المخلب الاسود هي ابادة كل الاشياء الخاصه بالجريم |
Ve bunun bu kadar önemli olmasının ve yaptığımız her şeyin bu kadar önemli olmasının nedeni bu fikirlere olan ihtiyacımız. | TED | و جزء من لماذا هذه الاشياء مهمة و كل الاشياء التي نفعلها مهمة غير أن هذه هي الأفكار التي نحتاج إليها. |
Oraya gidip de onu yatağa yatırdığımızda ona söylemek istediğim diğer bütün şeyleri düşündüm. | Open Subtitles | عندما ذهبت الى هناك ووضعناه على السرير وفكرت فى كل الاشياء الاخرى التى كنت اريد ان اخبره بها |
Greyfurt suyu bütün istenmeyen şeyleri parçalıyor-- | Open Subtitles | لان عصير الجريب فروت ينزل كل الاشياء غير المرغوب فيها |
Sana dün öğrettiğim şeyleri hatırlıyor musun? | Open Subtitles | حسنا. تذكر كل الاشياء التي كنت تدرس أمس؟ |
Hadi ama, biraz olumlu düşün. Hazine ve benzeri şeyleri düşün. | Open Subtitles | هيا ، فكر بأيجابيه فكر فى الثروه و كل الاشياء التى تحبها |
Yapmayı konuştuğumuz ama hiç yapamadığımız şeyleri yapalım. | Open Subtitles | دعينا نفعل كل الاشياء التي قلنا اننا سنفعلها و لم نفعلها |
Yapmayı konuştuğumuz ama hiç yapamadığımız şeyleri yapalım. | Open Subtitles | ماذا تريد ان تفعل ؟ دعينا نفعل كل الاشياء التي قلنا اننا سنفعلها و لم نفعلها |
Burada yapabileceğiniz şeyleri bir hayal edin. | Open Subtitles | فقط تخيلوا كل الاشياء التي يمكنكم وضعها هنا. |
Peki senin şarkıda söylediğin o güzel şeyleri görebildi mi? | Open Subtitles | احست بشجاعتها تطفو وهل رات كل الاشياء اللتي غنيت لها ؟ |
Cinsel olmayan bütün zehirli şeyleri ilk kişiyle birlikte yaşayıp kurtuluyorlar. | Open Subtitles | انهم يقومون بالتخلص من كل الاشياء السامة, الغير جذابة التي يحصلون عليها من اول حبيب |
Burada yapabileceğim, güzel şeyleri sadece sen yapabiliyorsun diye bir kenara atmayacağım. | Open Subtitles | وانا لن القى بعيدا كل الاشياء الجيدة التى استطيع ان افعلها فى هذا المكان فقط لمجرد انك لست قادرا على |
Annemi görmeliydin, Odandaki herşeyi olduğu gibi tuttu. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى أمُنا لقد أبقت على كل الاشياء التى كانت فى غرفتك |
Var olmamasını istediğin seninle ilgili herşeyi silebilir. | Open Subtitles | ويستطيع ان يسمح كل الاشياء التى تريد نسيانها |
Kütüphanemdeki kitaplardan herşeyi biliyorum, ama bildiklerimin hiçbiri gerçek değil. | Open Subtitles | انا اعرف كل الاشياء عن مكتبتي ولكن لا أعرف أي شيء حقيقي هنا |
Tasarım hakkında size farklı bir bakış göstermek ve diğer her şeyin neye benzediğini anlatmak istedim. | TED | أقدم رؤية مختلفة عن التصميم وكيف تبدو كل الاشياء الأخرى. |
Dünyadaki ve cennetteki her şeyin sadece yemek yemek... para kazanmak, çocuk yapmak, öldürmek ve ölmek için... yapıldığını mı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعتقد ان كل الاشياء فى الارض و السماء قد خلقوا لأسباب أخرى غير أن نأكل و نجمع المال و ننجب الاطفال و نقتل و نقتل |
Zaten siz de her şeyin daha iyi bir insan olmayla alakalı olduğunu düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | العام والتقريرات من قلب الحدث حسناً.. كل الاشياء افضل عندما تفعلها بنفسك أليس كذلك؟ |