Okulu bırakan her öğrencinin hayat hikayesinin altında yatan ilgili bir sebep vardır. | TED | كل تلميذ ينقطع عن الدراسة لديه سبب متجذر في سيرتهم الذاتية. |
Her hafta, her öğrencinin sınıf tartışmasına katkıda bulunması gerekiyor ve ayrıca başkalarının katılımlarına yorum yapması gerekiyor. | TED | في كل أسبوع، يجب على كل تلميذ أن يشارك في حوار الصف وعليه أن يعلق أيضاً على مشاركات الآخرين. |
Yarınki sınıf kompozisyonlarını belirlemek için her öğrencinin bir çevirme hakkı olacak. | Open Subtitles | لتحديد الموضوع للغد في فصل التعبير كل تلميذ سيكون له فرصه لأخذ لفه |
Okuldaki çocuklar bile geri dönüşüm teknolojimizle çevreyi yenileyebileceğimizi biliyor. | Open Subtitles | كل تلميذ يعرف ان تكنولوجيات التدوير لدينا ستعالج البيئة |
Okuldaki çocuklara yalan söyleniyor. | Open Subtitles | لقد كذبنا على كل تلميذ |
Bu yüzden bütün çocukların potansiyeline inanan birinci sınıf bir liderlik ekibi oluşturdum ve birlikte küçük şeylerle ilgilendik, her öğrencinin emniyetli bir dolabı olması için her kilitli dolabın şifresini tek tek elle resetlemek gibi. | TED | لذلك اخترت أحسن فريق للقيادة والذي كان مُؤمنا بقدرة الأطفال، ومعا بدأنا باستهداف المواضيع الصغيرة، كتخصيص أقفال يديوية لكل شخص لكي يحصل كل تلميذ على قفل مُؤمّن. |
Ve dedim ki, ''Sadece her öğrencinin kendi seviyesinde çalışmasını saplardım ve bunun gibi bir şey, ve size bir panel verirdim.'' Ve dediler ki, ''Bu biraz radikal.Bununla ilgili düşünmeliyiz.'' | TED | فقلت : " حسناً، ساجعل كل تلميذ يتعلم حسب وتيرته الخاصة على شئ مثل هذا بأن نوفّر منصة تعليمية." فقالوا، " حسناً، هذا تغيير جذري. |