Bunca zaman bütün o şeyleri bana işkence yapmak için yaptığını sanıyordum. | Open Subtitles | كل ذلك الوقت أعتقدت بما تفعلينه كل تلك الأشيأ الصغيرة كي تعذبيني |
Bunca zaman düşünmüştüm ki... Ayakta kalabilmek için yapmam gerekeni yapıyordum. | Open Subtitles | كل ذلك الوقت أعتقدت, أنني أقوم بفعل ما يجب علي فعله |
Onca zaman onun kiracısı mıymış? | Open Subtitles | تقول أن كل ذلك الوقت كان مأجوراً عندها من الباطن |
Sakın Bunca zamandır sana aşık olduğumdan deme. | Open Subtitles | لا تخبريننى أن ذلك لأنك تحبيننى كل ذلك الوقت |
O kadar yıl boyunca Cinayet'te kendimi yıprattım da ne oldu? | Open Subtitles | كل ذلك الوقت أعاني في قسم الجرائم ، من أجل ماذا ؟ |
Katılıyorum ve siz ikinizin beraber Bu kadar vakit geçirmenizden pek hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | إنها خطيرة جداً أوافقك، و لن أرتاح لقضائكما كل ذلك الوقت معاً |
Tüm bu süre zarfında Dünya'da, suçluluk ve korkuların ötesinde bir açıklama için dönecek hiçbir yeri olmayan birer tutsak olarak yapabileceğimiz en iyi şey çaresizce gökyüzüne bakıp durmaktı. | Open Subtitles | و في كل ذلك الوقت أفضل ما كان بوسعنا عمله هو النظر إلى اعلى بإندهاش عاجز حبيسين الأرض من دون مكان نحصل فيه على تفسير |
Tüm bu zaman içinde teknolojileri bir milim bile ilerlememiş. | Open Subtitles | خلال كل ذلك الوقت , لم تتقدم تقنياتهم- بمقدار درجة واحده |
Bütün bu zaman, onun öldüğünü düşündüm çünkü ruhuna bakıyordum, fakat-- | Open Subtitles | انظر هناك شبح يتحكم بجسده كل ذلك الوقت كنت أظن أنه ميت لأنني كنت أنظر لروح ولكن |
Yani Bunca zaman boyunca beni sabırsız olduğumu kanıtlamak için burada tuttun. | Open Subtitles | إذن لهذا تركتني كل ذلك الوقت فقط لتثبت أنني لا أمتلك الصبر |
Bunca zaman sonra? Güzel boo-boo'mun kalbini kırdıktan sonra. | Open Subtitles | بعد كل ذلك الوقت بعد أن جرحتي قلب حبيبي بوبو |
Bunca zaman sonra sıradanın en sıradanı olduğunu anladığını sanmıştım. | Open Subtitles | لهذا لا تستطيع دخول منطقة الصرافين بعد كل ذلك الوقت, ستفهم انك اقل من اي شيء |
Bunca zaman her şeyi senin üzerine yıkmama izin verdin. | Open Subtitles | كل ذلك الوقت جعلتني أحمل تلك الضغينة تجاهك لماذا؟ |
Onca zaman boyunca 20. yüzyıldaki hayatını anlattı durdu keşke biraz ne dediğine kulak assaydım. | Open Subtitles | كل ذلك الوقت و كان يثرثر عن حياته في القرن العشرين لو أنني فقط أعرت القليل جداً من الإنتباه |
Ortalıkta görünmediğin Onca zaman işte olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | كل ذلك الوقت الذي اختفيت به كنت اعرف انه ليس عمل |
Bunca zamandır beni kandırıyordun! Hepsi senin hatan. | Open Subtitles | إذن كنت تكذب علي كل ذلك الوقت هذا خطأ كبير منك |
Bunca zamandır silahlı bir adam arıyorduk. | Open Subtitles | الآن, كل ذلك الوقت كنا نبحث عن رجل بمسدس |
Tıp fakültesinde O kadar zaman geçirdikten sonra işleri berbat etmek istemezsin. | Open Subtitles | لا تنفق كل ذلك الوقت الذهاب إلى المدرسة الطبية، و ثم الفوضى كل شيء. |
Yani, seni O kadar zaman görmüyorum, sonra beş dakika içinde öğreniyorum ki... | Open Subtitles | أعني, أنا لم أراك منذ كل ذلك الوقت ثم بعد خمس دقائق اكتشفت... |
Gideon, Tex ve Scobie'nin onu tekrar bulması, Bu kadar uzun sürdü. | Open Subtitles | "أستغرق "جيـدون" , "تيكـس" , "سكوبـى كل ذلك الوقت ليعثروا عليه ثانية |
Tüm bu süre boyunca, havadaki CO2 miktarı 30 binde 1'den yukarı çıkmadı. | Open Subtitles | و في كل ذلك الوقت كمية ثاني أكسيد الكربون في الهواء لم ترتفع فوق ثلاثة أجزاء من المائة للواحد في المائة. |
Tüm bu zaman, siz | Open Subtitles | كل ذلك الوقت, انتم يا رفاق |
Ve bu doğru. Bütün bu zaman boyunca senden haberim yoktu. | Open Subtitles | وذلك صحيح، لكنني لم أعرف بوجودك كل ذلك الوقت |
Tüm o süre boyunca senden aldığım tek şey şu mektuptu. | Open Subtitles | وفي كل ذلك الوقت. تلك الرسالة كانت الشيء الوحيد الذي حصلت عليها منك. |
Hayır. Tüm o zamanı kaybetmek istememiştim. | Open Subtitles | لا لا أنا لم أكن أريد أن أضيع كل ذلك الوقت |