O kız hakkında bildiğin her şeyi anlatırsan çok daha iyi olur. | Open Subtitles | الأفضل أن تخبرنا كل شيء تعرفه عن تلك الفتاة |
Ya bildiğin her şeyi anlatırsın ya da seni kelepçeleyip kulüpteki dostlarının önünde götürürüz. | Open Subtitles | يمكنك أن تخبرنا كل شيء تعرفه أو يمكننا تقييدك ونقوم بإستعراض يعبر من كل أصدقائك في نادي اليخت |
Sana bildiğin her şeyi ben öğrettim ama bildiğim her şeyi öğretmedim. | Open Subtitles | أنا لقنتكَ كل شيء تعرفه! و لكن ليسَ كل شيء أنا أعرفهُ |
Hiç bir şey küçük deniz kızını denizin üstündeki dünya hakkında bir şeyler duymak kadar mutlu edemezdi, ve köyler ve gemiler hakkında büyükannesinin bildiği her şeyi anlattırırmış. | Open Subtitles | لا شيء كان يسعد عروسة البحر مثل السماع عن الحياة فوق المحيط وجعلت جدّتها تحكي لها كل شيء تعرفه عن المراكب والمدن |
Bu demek oluyor ki 6 saat içinde bildiğin her şey sevdiğin herkes yok olup gidecek. | Open Subtitles | هذا يعني أنه في أقلل من ست ساعات كل شيء تعرفه ،وكل شخص تحبه سيختفي من الوجود |
Bak Ed, zihninin yansımalarıyla konuşmanın sorunu şu ki heskesten çok sen bilmelisin senin bildiğin her şeyi bilirler. | Open Subtitles | أترى، يا (إد)، مشكلة التحدث مع مكنونات من عقلك الباطن وأنت من بين جميع الناس تعرف ذلك هو أنهم يعرفون كل شيء تعرفه. |
Lütfen bildiğin her şeyi anlat ve sana söz söz veriyorum, bir daha asla sesimi bile duymayacaksın. | Open Subtitles | من فضلك قل لي كل شيء تعرفه وأعدك، أعدك، وأنك لن نسمع من لي مرة أخرى. |
Bu bomba ihbarıyla ilgili bildiğin her şeyi öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد معرفة كل شيء تعرفه عن تهديد القنبلة هذا. |
Diğer tarafa daha çok keşif seferi düzenleyeceğiz... ama önce bu yer hakkında bildiğin her şeyi bize anlatmalısın. | Open Subtitles | سوف نرسل بعثات آخرى الى الجانب الآخر, لكن أولاً يجب أن تخبرنا كل شيء تعرفه عن ذلك المكان |
Sanırım bildiğin her şeyi anlatma vaktin geldi. | Open Subtitles | أعتقد انه حان الوقت لتخبرني كل شيء تعرفه |
Bana kötü cadı hakkında bildiğin her şeyi anlat | Open Subtitles | قل لي كل شيء تعرفه عن الساحرة الشريرة |
Bu iş hakkında bildiğin her şeyi anlat. | Open Subtitles | اخبرني كل شيء تعرفه عن هذه المهمة |
Anibal Santalises hakkında bildiğin her şeyi anlatmana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج منك أن تخبرني كل شيء تعرفه عن (أنيبال سانتاليسيس). |
bildiğin her şeyi mahkemeye anlat Bonnie ve ben muhtemelen hapse gideriz. | Open Subtitles | إن قمت بالشهادة عن كل شيء تعرفه (بوني) وأنا ربما سندخل السجن |
Bana bununla alakalı bildiğin her şeyi söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | وأحتاج منك أن تُخبرني كل شيء تعرفه عنه |
Bana bildiğin her şeyi anlat. | Open Subtitles | أخبرني كل شيء تعرفه |
bildiğin her şeyi benden öğrendin. Tamam, sana ne gördüğümü anlatayım, Larry. | Open Subtitles | -تقول ذلك, وكأنني لم أعلمك كل شيء تعرفه |
Hamur işleri hakkında bildiği her şeyi öğretirdi. | Open Subtitles | و تعلمني كل شيء تعرفه عن الخَبز. |
- Dale, git buradan. Sakın unutma, Ricky. Bu kaltağa bildiği her şeyi ben öğrettim. | Open Subtitles | تذكر [ريكي] أنا علمت هذه السافلة كل شيء تعرفه |
O akşama dair bildiğin her şey doğru, nasıl bittiği hariç. | Open Subtitles | كل شيء تعرفه بشأن تلك الليلة حقيقي، فيما عدا النهاية |
Bak Ed, zihninin yansımalarıyla konuşmanın sorunu şu ki heskesten çok sen bilmelisin senin bildiğin her şeyi bilirler. | Open Subtitles | أترى، يا (إد)، مشكلة التحدث مع مكنونات من عقلك الباطن وأنت من بين جميع الناس تعرف ذلك هو أنهم يعرفون كل شيء تعرفه. |
Birlik hakkında bildiğin herşeyi anlatmanı istiyoruz. | Open Subtitles | نريد منك أن تخبرنا كل شيء تعرفه عن "الوحدة"ِ |