| Beni çok eğlendirdi. Alacağı her kuruşu hak ediyor. | Open Subtitles | لقد حعلنى مستمتعة للغاية فهو يستحق كل قرش |
| Hem evi al, hem de biriktirdiği her kuruşu. | Open Subtitles | يمكنك الحصول على منزل، وتحصل لقضاء كل قرش أنها أنقذت من أي وقت مضى. |
| Söz veriyorum, Her kuruşunu geri ödeyeceğim. | Open Subtitles | أوعدك.. أوعدك أن أرد لك كل قرش عندما أكون حرا ً |
| her kuruşuna değerdi. Çok güzeldi. | Open Subtitles | مشاهدتها كانت تستحق كل قرش كان الأمر جميلاً |
| Bağışladığınız Her kuruş robota ilişkin alanlara ve yol masrafına gidecek. | Open Subtitles | كل قرش من تبرعك سيذهب إلى أجزاء الروبوتات وإلى تكاليف السفر |
| her kuruşa değersin. Parmak izlerimiz bile aynı. | Open Subtitles | أنت تساوي كل قرش دفعته فيك حتى بصمات أصابعنا متشابهة |
| Hatırlar mısın, eline geçen her kuruşun, harcadığı her meteliğin kaydını tutardı. | Open Subtitles | أتذكر كان يدون كل قرش وفره أو صرفه في مفكرة |
| Gelecek on yıl içinde çok çeşitli insanlara çalıştı her kuruşu kendi işi için biriktirdi. | Open Subtitles | و في الـ 10 سنوات التي بعدها عمل لعدة أشخاص مدخراً كل قرش من أجل بدء عمله الخاص. |
| Babam, iyi eğitim görmem için kazandığı her kuruşu biriktirdi. | Open Subtitles | لقد ادخر أبي كل قرش حصل عليه ليوفر لي تعليماً مناسباً |
| Babam, iyi eğitim görmem için kazandığı her kuruşu biriktirdi. | Open Subtitles | لقد ادخر أبي كل قرش حصل عليه ليوفر لي تعليماً مناسباً |
| Mike'ın hayat sigortasından kalan her kuruşu aldılar. | Open Subtitles | هذا الشخص يأخذ كل قرش من تأمين حياة مايك. |
| Çünkü sen ve o soylu ailenin elindeki her kuruşu çatır çatır alacağım. | Open Subtitles | لأني سآخذ كل قرش لديك أنت و عائلتك البرجوازية |
| Evet, Sanırım bu sene, Harçlığımın Her kuruşunu, kendim kazanıyor olacağım. | Open Subtitles | نعم أعتقد أني سأكسب كل قرش من مصروفي هذا العام |
| Bana paranın Her kuruşunu, geminin inşasında kullandığını söyledi. | Open Subtitles | أين هو ؟ أخبرني أنه أنفق كل قرش يصنع سفينته |
| O kimlik elimdeki bütün paraya mal olmuştu ama onun beni bulamadığı için her kuruşuna değdi. | Open Subtitles | بطاقة الهوية تلك كلفتني كل قرش كان معي ولكن كانت تستحق، فلم يتمكن من العثور عليّ |
| Bu yediğin en pahalı tavuk olacak, oğlum ama her kuruşuna değer beraber yiyeceğin çekici misafir düşünüldüğünde. | Open Subtitles | هذا سيكون تقريبا اغلى عشاء دجاج سوف تأكله في حياتك يابني لكنه استحق كل قرش منه اخذا بالاعتبار الصحبة الساحرة التي ستأكله معها |
| Her kuruş iş görür. Bu yeni ipotek kendi kendine ödenmez. | Open Subtitles | كل قرش يساعد هذا الرهن الجديد لا يدفع ثمنه بنفسه |
| her kuruşa değersin. Parmak izlerimiz bile aynı. - Ne yapıyorsun? | Open Subtitles | أنت تساوي كل قرش دفعته فيك حتى بصمات أصابعنا متشابهة |
| Çünkü kadının alabileceği her kuruşun peşinden gidecek bir avukatı var. | Open Subtitles | لأن لديها محامي سيسعي خلف كل قرش يستطيع الحصول عليه |
| Son kuruşuna kadar paranı geri alacaksın ve bunu yaparken de; dünya üzerinde benden daha çok nefret ettiğin birini kandırmış olacaksın. | Open Subtitles | فقط كقرض سنعيد كل قرش لك ويمكنك الثأر من الرجل الوحيد في العالم الذي تبغضه اكثر مني |
| Çogumuz köleliğe zorlandık ve öbür dünyaya gidiş için kazanacağımız her kuruştan mahrum edildik. | Open Subtitles | "معظهم أجبروا على العبودية". "ومنع دفع كل قرش لشق طريقهم إلى حياة الأخرى". |
| Her köpekbalığı için ancak bir altın verebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نقدم فقط عملة واحدة صغيرة عن كل قرش |
| Walter kaç paraya mal olduğunu söylemiyor bana ama benim her peniye değdiğimi söylüyor. | Open Subtitles | ولتر لم يخبرنى عن ثمنه ولكنه قال اننى استحق كل قرش دفع به |