Uzun bir çalışma gününden sonra eve geldiğimde, Tek düşündüğüm şey bebeğim olur. | Open Subtitles | , عندما أعود لمنزلي ليلاً بعد يوم عمل طويل كل ما أفكر به هو العودة إلى ابني |
Ben... Tek düşündüğüm bebek sahibi olmak. | Open Subtitles | . . انا فقط الحصول على طفل هو كل ما أفكر به |
Şu an Tek düşündüğüm bileklerini kesip seni bir çeşme gibi içmek. | Open Subtitles | لكن في الحقيقة, كل ما أفكر به هو قطع معصمك و شرب دمك مثل النافورة |
Görünüşe göre işe yaramıyor muhtemelen tek düşünebildiğim senin masanda mı onunkinde mi yaptığınız olduğu için. | Open Subtitles | و من الواضح أن هذا لا ينفع , ربما لأنه كل ما أفكر به هو لو انكما تغازلتما على مكتبك أم مكتبها؟ |
Denedim ama düşündüğüm tek şey, eğer onu bırakıp gitmeseydim, saldırıya uğradığı an ona yardım edebileceğimi, hatta onu kurtarabileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | ولكن كل ما أفكر به هو لو أنني لم أغادر لربما عرفت الشخص الذي هاجمها ولربما تمكنت من مساعدتها |
Sen etrafımdayken... Tek düşündüğüm sensin. | Open Subtitles | حينما تكونين بالجوار تصيرين كل ما أفكر به |
Tek düşündüğüm bu! Geldiğinden beri hiç uyumadım! | Open Subtitles | هذا كل ما أفكر به منذ أن وصلتِ لم أعد أستطيع بالنوم! |
Ama Tek düşündüğüm Ross, kedisi Julie' si. | Open Subtitles | و كل ما أفكر به هو روس و قطته و جولي |
Son zamanlarda Tek düşündüğüm şey sonuçlar. | Open Subtitles | كل ما أفكر به مؤخرا هو العواقب |
Sen ve çöp kutuların yüzünden Tek düşündüğüm çöplük ise? | Open Subtitles | إذا كان كل ما أفكر به هو القمامة... بسببك أنتِ وبسبب صناديق قمامتك؟ |
Şimdi Tek düşündüğüm, ormandan kim döndü. | Open Subtitles | كل ما أفكر به هو من الذي عاد من الغابة؟ |
6 ay Afganistan'da iken Tek düşündüğüm O idi. | Open Subtitles | لستة أشهر في "أفغانستان" كانت هي كل ما أفكر به |
Ama Tek düşündüğüm, dokuz ay bir insanı içimde barındırmak. | Open Subtitles | لمدة 9 أشهر هذا كل ما أفكر به |
Benim de Tek düşündüğüm bu. | Open Subtitles | هذا كل ما أفكر به |
Tek düşündüğüm o. | Open Subtitles | هي كل ما أفكر به |
Tek düşündüğüm bu. | Open Subtitles | هذا كل ما أفكر به |
tek düşünebildiğim fotoğrafını gösterdiğiniz yanan adam. | Open Subtitles | كل ما أفكر به هو تلك الصورة للمحترق الذي أريتني |
Bilmiyorum, sadece-- Yoğun bakımda ufak bir kız var ve benim tek düşünebildiğim, bir içkiyi nasıl da istediğim. | Open Subtitles | لا أعلم لدي طفلة صغيرة في العناية المركزة و كل ما أفكر به |
Çünkü gözlerine baktığımda tek düşünebildiğim her günün her dakikasını o gözlere bakarak geçirmeyi istemek. | Open Subtitles | حينما أنظر لعيناكي، كل ما أفكر به هو كيف أود أن أنظر إلي تلك الأعين كل يوم وكل دقيقة. |
Sayılardan başka, düşündüğüm tek şey o. | Open Subtitles | - إنها كل ما أفكر به غير الأرقام |
Bu, sanki düşündüğüm tek şey. | Open Subtitles | هل تمزحين هذا كل ما أفكر به |
düşündüğüm tek şey buydu. | Open Subtitles | كانت كل ما أفكر به |