Sen gençsin, güzelsin ve kahretsin Cuma gecesi dışarı çıkıyoruz ve söylediğim her şeyi yapıyoruz ve hayatının en güzel doğum gününü geçireceksin. | Open Subtitles | مهلا، أنت شابة وجميلة، ولعنة، نخرج ليلة الجمعة ونحن سوف تفعل كل ما قلته نحن ستفعل، |
Bay Smith, söylediğim her şeyi unutun. Hiçbir şey söylemeyin. | Open Subtitles | سيد سميث، إنس كل ما قلته لك ولا تقل أي شئ |
Ama kaza ve hafızamla ilgili sana söylediğim her şey doğru, lütfen... yalnızca bir umut, belki bana yardım edebilirsin... | Open Subtitles | ولكن أعني، كل ما قلته لك عن الحادث وذاكرتي، رجاء، كل هذا صحيح و كنت اتمنى ربما أنتِ تستطيعى مساعدتي |
Ne yapabiliriz? Bize söylediğin her şeyi yaptık. | TED | ماذا نستطيع ان نفعل؟ نفعل كل ما قلته لنا. |
Sanırım bana onun hakkında söylediğin her şey doğru. | Open Subtitles | أعتقد أن كل ما قلته لى عنها حقيقى تماماً |
Tek söylediğim, "Eğlenceliydi. Bunu tekrar yapalım." | Open Subtitles | كل ما قلته لقد كان ممتعا لنفعله فى وقت اخر |
Senin her zaman söylediğin şeyi söyledim... vicdanlarıyla oy vermelerini. | Open Subtitles | كل ما قلته هو ما قلتهُ لي أن يصوتا لضميرهما |
Ve duygusuz bir kaltak olman hakkında söylediğim her şeyi geri aldım. | Open Subtitles | و انا استعيد كل ما قلته عن كونك عاهرة فاقدة الاحساس |
- söylediğim her şeyi tekrarlamamı ister misin? | Open Subtitles | هل تريديننى أن أكرر كل ما قلته لك آنفا؟ كلا، لن يكون ذلك ضروريا |
Dün gece söylediğim her şeyi geri alıyorum. | Open Subtitles | انا اتنازل عن كل ما قلته لك ليلة البارحة |
Solaryuma şampanya getirdiğim andan itibaren söylediğim her şey. | Open Subtitles | كل ما قلته لك منذ أن أحضرت الشامبنيا إلى الحمام الشمسى |
Yanılmadım. söylediğim her şey doğruydu. Uygundu. | Open Subtitles | لم أكن مخطئاً، كل ما قلته كان صحيحاً كان أنيقاً |
Hayır, yemin ederim, söylediğim her şey kesinlikle doğru. | Open Subtitles | لستُ كذلك. أقسم أن كل ما قلته صحيح تماماً |
Hem de dün gece ve biraz önce bana söylediğin her şeyi. | Open Subtitles | كل ما قلته ليلة أمس و كل ما قلته لي للتو |
Ama sonra onu daha önce geldiği bir yere getirdin, ...ve ayrıca, şu an söylediğin her şeyi duydu. | Open Subtitles | لكنك أحضرته بعد ذلك لمكان كان فيه من قبل وبالإضافة لذلك،هو سمع كل ما قلته للتو |
Pes etmemekle ilgili söylediğin her şey yalanmış. Kendin bile inanmamışsın. | Open Subtitles | كل ما قلته لي حول عدم الإستسلام كانت أكاذيب إنك لا تقتنع بهذا الكلام. |
Çuvallamaya devam ediyorsun. söylediğin her şey doğru. | Open Subtitles | لقد استمريت بالإخفاق كل ما قلته كان صحيحا |
- Ben osuruktan bir işim var, demedim ki. Tek söylediğim, sırf kendimi düşünmediğimdi. | Open Subtitles | لم اقل ان عملي مزري كل ما قلته هو ان هذا ليس كل ما رجوته لنفسي |
Sadece biraz acele davrandığımızı söyledim. | Open Subtitles | كل ما قلته لها هو أننا نتحرك سريع جدا بعض الشيء |
Hazır olmamak konusunda dediklerim... | Open Subtitles | كل ما قلته سابقا بأنني لست مستعدا للخوض في علاقة |
Hasta görünüyordu. Tüm söylediğim, "İnanıyorum ki bu çok önemsiz bir sorun." | Open Subtitles | إنك تبدو مريضاً ، و كل ما قلته أننى على صقة أنه شئ تافه |
Doğru. Dediğin her şey doğru. Ama bunun bir bedeli var. | Open Subtitles | هذا صحيح ، كل ما قلته صحيح (لكن هناك ثمن عليك دفعه ، أنا وحيد يا (مو |
Bilmiyorum Marjorie, dediğin her şeyi yaptım. | Open Subtitles | ، فعلت كل ما قلته أنا لا أعرف، مارجوري. |
- Söylediklerinin hiçbiri doğru değil. | Open Subtitles | كل ما قلته غير صحيح |
Sadece... sana anlattığım herşeyi unut gitsin. | Open Subtitles | إنسي كل ما قلته لك |
Bak şunu bilmeni istiyorum birbirimiz sıklıkla görmesek bile, söylediğin her şeye inanıyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم بأن حتى لو لم نعد نرى بعضنا في الأيام القادمه مره أخرى إننى أؤمن كل ما قلته |
Bana söylediğin onca şeyden sonra... | Open Subtitles | بعد كل ما قلته ليّ.. |