Babam bana bildiği her şeyi öğretti. Bana daha fazlasını öğretebilecek tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | لقد علمني كل ما يعرفه وأنت الرجل الوحيد الذي يمُكنه تعليمي المزيد |
Her yaptığı hareketin arkasındayım. Bununla birlikte, bildiği her şeyi ona ben öğrettim. | Open Subtitles | أشعر أنني مسؤول عن كل حركة يقوم بها بعد كل شيء ، أنا علمته كل ما يعرفه |
Büyükbabam beni gezmeye götürürdü. Bana bildiği her şeyi öğretti. Şu an ölü. | Open Subtitles | كان جدّي يصطحبني معه علّمني كل ما يعرفه أو كان يعرفه |
Herkesin Bildiği tek şey, tuzak için TrueRomantix'i kullanıyordu. | Open Subtitles | كل ما يعرفه عنه أي شخص هو أنه يضع الأفخاخ في الموقع |
Yalnız hareket etmiş. bildiği her şey de burada onunla birlikte öldü. | Open Subtitles | لقد تصرّف لوحده كل ما يعرفه عنا ينتهي هنا |
Brian bana resimdeki kızla ilgili her şeyi anlattı. | Open Subtitles | براين اخبرني كل ما يعرفه عن المرأه التي بالصوره ، ساره |
Herkesin Tek bildiği şey benim o resimlerden dolayı sıçtığım. | Open Subtitles | كل ما يعرفه الجميع أني عبثت وشخص ما أخذ الصور |
Aramızda kalsın bunu basma çünkü duyulmasını istemiyor ona bildiği her şeyi ben öğrettim. | Open Subtitles | بينكِ و بيني... و لا تكتبي هذا لأنه لا يريد أن ينتشر... علمته كل ما يعرفه. |
Babası bir heykeltıraştı. Kızına talip olduğumda bana bildiği her şeyi öğretmeyi teklif etti. | Open Subtitles | والدها كان نحّات صخور و حينما طلبتها للزواج ،عرض عليّ أنّ يعلمني كل ما يعرفه. |
Bana bildiği her şeyi anlattı. Onu kendimiz bulmak zorundayız. | Open Subtitles | لقد قال لي إنّ هذا كل ما يعرفه يجب أن نجده بأنفسنا |
Birazcık iknayla, bildiği her şeyi söyleyeceğinden kuşkum yok. | Open Subtitles | أنا واثق أنه سيخبرنا كل ما يعرفه عندما نقنعه |
Yaşlı veteriner, bize bildiği her şeyi anlattı. | Open Subtitles | أخبرنا المعالج العجوز كل ما يعرفه |
Yaşlı veteriner, bize bildiği her şeyi anlattı. | Open Subtitles | أخبرنا المعالج العجوز كل ما يعرفه |
- bildiği her şeyi öğretti bana. | Open Subtitles | لقد علّمني كل ما يعرفه تقريبا. |
Bildiği tek şey bu. Burada, o önemli biri eğitimli biri. | Open Subtitles | هذا كل ما يعرفه أنه هنا رجل مهم |
Bildiği tek şey bu. | Open Subtitles | هنا كل ما يعرفه |
Apocalypse Bildiği tek şey. | Open Subtitles | نهاية العالم هو كل ما يعرفه. |
İblisler hakkında bildiği her şey burada. | Open Subtitles | كل ما يعرفه عن أي شر موجود هنا |
Hakkımda bildiği her şey yalan. | Open Subtitles | كل ما يعرفه عني كذبة |
Brian bana resimdeki kızla ilgili her şeyi anlattı. | Open Subtitles | براين اخبرني كل ما يعرفه عن المرأه التي بالصوره ، ساره |
Tek bildiği şey gırtlağınızı kesmektir. Eğer bu ölüm kalım meselesi olsaydı, ne olacaktı? | Open Subtitles | كل ما يعرفه هو شق حلقك ماذا لو كانت مسألة حياة أو موت |
Evet, evet, ona bildiği her şeyi ben öğrettim. | Open Subtitles | نعم لقد تعلمت كل ما يعرفه |