Neden bütün bunları atlayıp, ... konuşacağımız sessiz bir yere gitmiyoruz.? | Open Subtitles | لم لا ننتجاهل كل هذا و نذهب إلى مكان هادئ لنتحدث؟ |
Son beş yıldır bütün bunları çok özlüyordum ama bu değerli kristaller hayatı hayat yapmıyor. | Open Subtitles | للخمس أعوام المنصرمة كنت افتقد كل هذا و لكن الكريستال الفاخر ليس ما يصنع الحياة |
Ve bütün bunları bırakayım? Hayatta olmaz. | Open Subtitles | و اترك كل هذا و لا في مقابل الملايين |
Bunların hepsi ve Andy Rooney bu gece 60 Dakika'da! | Open Subtitles | كل هذا و(آندي روني) الليلة في برنامج 60 دقيقة |
O hepsi ve daha fazlası. | Open Subtitles | و هو كل هذا و أكثر |
O bütün bunları daha ileri gitmek için yapıyor. | Open Subtitles | هو يختلق كل هذا و هو يتقدم |
Sözgelimi, sadece şunların hepsi ve sadece bunların hepsi. | Open Subtitles | كمثال فقط كل هذا و كل هذا |