Tüm ailesini çağır ve Her birini ayrı masaya yerleştir. | Open Subtitles | ادعُ كلّ عائلته وضع كل واحد منهم في طاولة مستقلة. |
Neden Her birini öldürmen gerektiğini anlamıyorum anasını satayım. | Open Subtitles | لا أعلم لماذا تشغر بالرغبة .بقتل كل واحد منهم |
Ve ilginç olan, Hepsinin bu işe odaklanmış olmasıydı. | TED | والمثير للاهتمام كان أن كل واحد منهم ركز على ذلك العمل. |
Bu sene nöroloji konferansına 28.000 kişi katıldı, ve Hepsi beyin üzerine araştırma yapıyor. | TED | كان هناك 28,000 شخص في مؤتمر علم الأعصاب هذا العام. و كل واحد منهم يقوم بأبحاث عن الأدمغة. |
Federaller. Şunlara bak. hepsini tek tek öpebilirim. | Open Subtitles | الفيدراليين , أنظر إليهم أود تقبيل كل واحد منهم |
her biri ona genç yetenekler olarak geldi ve yıllarca onunla birlikte çalıştılar. | TED | كل واحد منهم قد أتى إليها موهوبين شبابا، وعملوا معها على مدى سنين. |
Tweed herbirine ve Hepsine , Amerikan toprağına ayak basmadan ateş edebilirdim. | Open Subtitles | لكنت قد قتلت كل واحد منهم قبل أن تطأ قدمه أرض أمريكا |
Onları yarattığım zaman her birine bir yer tespit edici çip yerleştirdim. | Open Subtitles | قمت بزرع شريحة لتحديد الموقع على كل واحد منهم عندما قمت بنسخهم |
Her birini eskiden kullandığın otobüs rotasının üzerindeki noktalara bırakacakın. | Open Subtitles | كل واحد منهم كنت ستلقي بجثته على مسار حافلة مدرستك القديم |
Her birini kontrol etmek günler sürer. | Open Subtitles | سيأخذ منا أياماً لإجراء فحوصات كاملة عن كل واحد منهم |
Biliyorum ama yeni tip kemoterapiler var ve biri işe yarayana kadar Her birini deneyeceğiz. | Open Subtitles | أعرف ولكن هنا أنواع جديدة من الكيماوي وسنجرب كل واحد منهم حتى ينجح أحدهم |
O adamların Hepsinin bir hayatı vardı biz farketmesek bile... | Open Subtitles | لكن كل واحد منهم عبارة عن رجل، ونحن لا نعرف حتى من يكون، |
Bir sonraki gösteride Hepsinin tutuklanmasını istiyorum. | Open Subtitles | في العرض التالي، أريد إلقاء القبض عليهم، كل واحد منهم. |
Adada tam olarak kaç kişi olduğunu ve Hepsinin yerini söylemenizi istiyorum. | Open Subtitles | أريد منكم أن تقولوا لي بالضبط كم شخصا على تلك الجزيرة وأين كل واحد منهم متواجد؟ |
Hepsi ya yaşlı ya da çocuk. Bu iyi değil. | Open Subtitles | كل واحد منهم سواء كان كهلا او طفلا ليس على مايرام |
Hepsi kendi kendileriyle anlaşma yapmış gibi. | Open Subtitles | كل واحد منهم يتعامل مع هذه المشكلة على طريقته الخاصة |
Hepsi için savunma yapmam gerekti. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه فعل ذلك، صدقوني اضطررت للرد على كل واحد منهم |
hepsini tek tek araştırdım, ve hemen hemen her şey için yetenekleri olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | , نظرتُ إلى كل واحد منهم وعلمت أنهم , قادرون على كل شيء تقريباً |
İçlerinden her biri potansiyel bir mecra değiştirici. Daha kötüye doğru. | Open Subtitles | كل واحد منهم قد يقدر على تغيير مقاييس القوى، إلى الأسوأ |
Hepsine tek tek yüksek tansiyon taraması ve danışmanlık teklif ettik. | TED | ووفرنا الفحص والمشورة فيما يتعلق بضغط الدم المرتفع إلى كل واحد منهم. |
Olcott, New York'taki otellerin her birine ikişer adam gönder. | Open Subtitles | فنادق ألكوت في نيويورك إرسال رجلين إلى كل واحد منهم |
Her birinde beş kitaptan birisini okuyan garip tipli aynı kişi var. | Open Subtitles | ،وعلى كل واحد منهم نفس قراءة غريب الأطوار هذا لإحدى الكتب الخمسة |
Her biriyle ayrı ayrı görüşmek zorunda mıyız? | Open Subtitles | نحن لا نتحتاج ان نقابل كل واحد منهم شخصيا؟ |
Bilmemiz gereken tek şey, onlardan her birinin gerçekleşmiş olması. | Open Subtitles | كل مانحتاج معرفته أن كل واحد منهم كان دون فائدة |