Aslında, bu terimlerin her biri parçacıkların bazılarını ifade ediyor. | TED | فى الاساس، كل واحد من هذه المصطلحات يشير الى بعض الجسيمات |
Becerilerinizi test etme adına bu üç başlığın her biri için basitleştirilmiş bir araştırma senaryosu oluşturduk. | TED | لقد قمنا بابتكار سيناريو بسيط لإجراء بحث حول كل واحد من هذه العناوين وذلك لنختبر مهاراتك. |
Çikolata bir yana, o deneylerin her biri, burada, Dünya'da cevaplayamayacağımız bir sorunun cevaplanmasını sağlıyor. | TED | الآن بجانب الشوكولا كل واحد من هذه التجارب تتيح لنا الإجابة عن الأسئلة العلمية التي لا يمكننا فعلها هنا في الأرض. |
Bu sürüngenlerden her biri doğuştan hamile doğuyor. | Open Subtitles | كل واحد من هذه الزواحف المذهلة مولود و هو حامل |
Şimdi, unutmayın... bu hastalıkların her biri... size kolayca bulaşabilir. | Open Subtitles | الآن ، تذكروا ..كل واحد من هذه الأمراض يمكن بسهولة أن ينـتقل إليك |
Bu sefer özel mülküme girmişler. Al işte. Lastiklerin her biri 150$ değerinde. | Open Subtitles | هذه المرة قاموا بتخريب ملكية خاصة ها هي كل واحد من هذه الإطارات يساوي 150 دولاراً |
Bu haçların her biri bir cezayı simgeliyor. | Open Subtitles | كل واحد من هذه الصلبان يرمز الى حكم شخصي |
Bunların her biri 950bin volt sersemletici silahlar. | Open Subtitles | كل واحد من هذه البنادق الصاعقة و950000 فولت. |
Bu filmlerden her biri bizimki gibi bir gerçekliği gösteriyor ama bizimkini göstermiyor. | Open Subtitles | كل واحد من هذه الأفلام تظهر واقع مثل واقعنا ولكن ليس واقعنا |
Bu kitapların her biri, bu konuşmaların her birinde bu bilmecenin altını çizdi: Neden genç evrenin entropisi bu kadar düşüktü? | TED | في كل واحد من هذه الكتب ، و كل واحدة من هذه المحاضرات، لقد ركز على هذا اللغز : لماذا كان للكون إنتروبيا منخفضة بهذا الشكل ؟ |
Olay şu: bu hedeflerin her biri HKS'ler ile oluşturuldu. | TED | إليك اتفاق: كل واحد من هذه الأهداف تم تقويته اليوم بـ "OKRs." |
Tanımladığımız, Jamie ve diğerlerinden gördüğünüz organizmalar, muhteşem canlıların yaptıkları şey, her biri hayatın kurallarını çiğniyorlar. | TED | كل واحد من هذه الكائنات التي قدمها جيمي و آخرون ، هذه الأشياء الرائعة و التي يقومون بها جميعهم، إنهم يخترقون قوانين الحياة. |
Bu kitaplardan her biri yaklaşık 2,5 kg. ağırlığında. | Open Subtitles | كل واحد من هذه الكتب يزن 5 باوند تقريبا |
Çünkü bu altı şeyden her biri dünyada neyin mümkün olduğunu kavrayışımızı değiştirdi. Bunu görmeden önce üç metre uzunluğunda bir direğin cebinize sığmayacağını varsayardık. Ya da mürekkep kadar ucuz bir şeyin kağıdın büküldüğünü algılayamayacağını. Ya da bu ürünlerin her birinin imkansız olduğunu. Biz sürekli daha fazlasını bulmaya çalışıyoruz. | TED | لأن كل واحدة من هذه الستة، غيرت فهمنا لما كان ممكنا في العالم. قبل رؤية هذه، كنا لنفترض أن عصا بطول 10 أقدام لا يمكنها أن تلائم جيبكم. شيئ رخيص كالحبر لا يمكنه أن يشعر بالطريقة التي طوي بها الورق. كل واحد من هذه الأشياء. ونحن نحاول باستمرار إيجاد المزيد. |
Öyleyse... bu şeylerin her biri... | Open Subtitles | - - إذا كل واحد من هذه الأشياء ماذا؟ |
her biri için. | Open Subtitles | كل واحد من هذه الأسلحة |