Babanla beraber, seni ve ağabeyini Her pazar kiliseye götürdük. | Open Subtitles | أنا وأبوكِ كنا نأخذكِ أنتِ وأخاكِ كل يوم أحد للكنيسة |
Miguel dindar değildi ama Her pazar günü Sharon'la kiliseye giderdi, ordaki topluluk onu çok iyi karşılardı. | TED | ورغم أن ميغيل لم يكن متدينًا، إلا أنه رافق شارون إلى الكنسية كل يوم أحد. حيث رحّب به في جماعة المصليين. |
Her pazar kiliseye gittiğimi Hemşire Sharon'a söyleyin. | Open Subtitles | أنا ارتاد الكنيسة أنا أذهب إلى الكنيسة كل يوم أحد قل لتلك الراهبة شارون |
Ama Noel'den sonra Her pazar boş olacağım. | Open Subtitles | لكن بعد الكريسماس سأكون متاحة كل يوم أحد |
Pazar günleri birlikte Sausalito'da yemeğe çıkan galeri sahipleriyle eleştirmenlerin oluşturduğu gizli bir topluluk neyin "havalı" olduğuna karar veriyor. | Open Subtitles | هناك مجتمع سري مكون من مالكي المعارض و النقاد يجتمعون على الغداء كل يوم أحد ليقرروا ما هو الفن الجميل |
Çünkü Her pazar günü gölün yanından geçtiğini görüyoruz. | Open Subtitles | لأن كل يوم أحد نراه يمضي بالقرب من البحيرة |
Her pazar babam bizi bisiklet sürmeye götürürdü. | Open Subtitles | أبي كان يأخذنا في نزهة على الدراجات كل يوم أحد |
Başlarda Valera Her pazar geldi, sonra iki haftada bir ve üç haftada bir. | Open Subtitles | في البداية كان فاليرا ياتي كل يوم أحد ثم بين اسبوع واخر ثم كل ثلاثة اسابيع |
Her pazar sabahı kendimi neden trafik polisi gibi hissetmeliyim? | Open Subtitles | لماذا أشعر كل يوم أحد أني مثل شرطي المرور؟ |
Her pazar bu tartışmayı yapmaktan bıktım. Giyin! | Open Subtitles | تعبت من تكرار هذا الحوار كل يوم أحد ، ارتدي ملابسك |
Odell Her pazar kiliseye gider, yani doğrusunu bilir. | Open Subtitles | أوديل يذهب الى الكنيسة كل يوم أحد لذلك هو يعلم |
Bunu garantiye almak için, ilgiyi canlı tutmak için Her pazar günü tüm büyük gazetelere tam sayfa ilanlar vereceğim. | Open Subtitles | ولأؤكد كلامي، ولأوضح مدي جديتي سأحجز صفحة كاملة في الجريدة الرسمية كل يوم أحد لأعلن عن ذلك |
Ayrılıklar, yangınlar, ve Her pazar aramaların. | Open Subtitles | فسخ العلاقات، الفصل من العمل، واتصالاتك كل يوم أحد. |
Şimdi Her pazar oraya gidiyorum ve hiçbirşey hissetmiyorum. | Open Subtitles | الآن أجلس هناك كل يوم أحد ولا أشعر بأى اختلاف |
Tamam. Seni Her pazar kiliseye göndermekle işe başlayabiliriz. | Open Subtitles | حسناً ، لمَ لا نبدأ بأن تذهب للكنيسة كل يوم أحد ؟ |
Her pazar onu yıkarım. Ön tamponda minik bir ezik var. | Open Subtitles | أغسلها كل يوم أحد, هنالك بعجة واجدة في الصادم الأمامي, ذلك كل شيء. |
Mecburen çünkü Her pazar kahvaltımı annemlerde ederim ve o bütün gün boyunca eski şarkıları dinler. | Open Subtitles | لأنه في كل يوم أحد أتناول الفطور في منزل أمي وتستمع للأغاني القديمة طوال النهار |
İkiyüzlülük yok. Tanrı'ya bir sözüm var ve Her pazar buraya yardıma geliyorum. | Open Subtitles | لقد وهبت نفسي لله وانا أساعد هنا كل يوم أحد |
Hafta sonları yanına geleceğim. Her pazar. | Open Subtitles | سوف آتي لمنزلكِ في العطلات الأسبوعية كل يوم أحد |
Küçükken, Her pazar babam Pazar gazetesinin çizgi roman ekini verirdi. | Open Subtitles | اعتاد أبي في كل يوم أحد أن يعطيني رسومات من مجلات الأطفال |
Pazar günleri senin bilmediğin bir programım var. | Open Subtitles | إن لدي جدول معين أسير عليه كل يوم أحد ولا تعرفون عنه شيئاً. |