Yani üniversitedeki en zeki fizikçinin annesi düşündüğüm gibi benim annem değilmiş. | Open Subtitles | الأمر الذي يعني أن أم عباقرة الفيزياء في الجامعة ليست أمي كما اعتقدت |
Bu yüzden kaçtık. düşündüğüm gibi olmadı. | Open Subtitles | عندها هربنا ولم يكن الأمر جيداً كما اعتقدت. |
Öyle olacağını düşündüğüm gibi yalnızlıktan ölmekten değil. | Open Subtitles | ليس فقط أنني لم أهلك بسبب الوحدة كما اعتقدت, |
Ya da belki onun için Düşündüğüm kadar önemli değilimdir sadece. | Open Subtitles | أو ربما أنا لست مهمه بالنسبه له كما اعتقدت أني سأكون |
Ortaya çıktı ki onun hakkında Düşündüğüm kadar endişelenmem gerekmiyor. | Open Subtitles | اتضح أنه لم يكن علي أن أقلق . بشأنه كما اعتقدت |
Bir kız seni yeni ama sandığım kadar ibne işi bir oyun değilmiş. | Open Subtitles | أنا أعني, الفتاة هزمتك لكنك لست شاذا كما اعتقدت |
Düşündüğümüz kadar özel birşey olmadığının farkına vardık. | Open Subtitles | يجعلك تدرك انها ليست مميزه كما اعتقدت |
A-Aynen düşündüğüm gibi... 2 hafta önce ANBU gizlice Konoha'nın baş marangozunun evine sızan bir adamı işaretledi. | Open Subtitles | .... كما, كما اعتقدت منذ أسبوعين لاحظ الأنبو أن هناك رجل تسلل إلى القرية سرا ودخل إلى منزل رئيس مخطط البناء |
Gördün mü? Tam düşündüğüm gibi. | Open Subtitles | انظر ، كما اعتقدت لا يوجد كلاب فى الخلف |
Tam düşündüğüm gibi. Yoshida Ürünleri ve NHN'ye sızmanın bir yolunu bulduk. | Open Subtitles | NHN كما اعتقدت ، استطعنا الدخول إلى يوشيدا للإنتاج و |
Tıpkı düşündüğüm gibi, sen dünya dışı bir varlıksın. | Open Subtitles | أنت حقا مخلوق فضائي... تماما كما اعتقدت. |
düşündüğüm gibi şapşal görünmüyorsun. | Open Subtitles | أنه ليس غبي او عديم الفاءده كما اعتقدت |
Tepkinize bakılırsa görünüşe göre elimde düşündüğüm gibi bir koz yokmuş. | Open Subtitles | سوى الانعكاس... يبدو أنّي لا أملك ورقة ضغط كما اعتقدت |
Sanatı konusunda benim Düşündüğüm kadar ciddi değildi. | Open Subtitles | انها لم تكن جادة بخصوص حرفتها كما اعتقدت |
Sanırım Düşündüğüm kadar yakın değilmişiz. Nasıl fark ettin peki? | Open Subtitles | أحزر أننا لسنا قريبين من بعضنا كما اعتقدت |
Bana Düşündüğüm kadar aşık olmadığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | اكتشفت أنه لم يكن يحبني كما اعتقدت |
Gördüğüm kadarıyla, Düşündüğüm kadar kötü yaralı değilmişsin. | Open Subtitles | أرى أن جرحك ليس سيء كما اعتقدت انه سيء |
Düşündüğüm kadar da kötü değildi. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | ولم يكن الأمر سيئاً كما اعتقدت |
Sanırım sandığım kadar iyi karakter tahlil edemiyorum. | Open Subtitles | أظنني لست جيدة في الحكم على الأشخاص كما اعتقدت. |
Şunu söylemeliyim, anne belki de sandığım kadar deli değilsindir. | Open Subtitles | يجب ان اقول، امي... ربما انت لست مجنونة كما اعتقدت. |
Bu Düşündüğümüz kadar kolay olmayacak. | Open Subtitles | هذا لن يكون سهلاً كما اعتقدت |
Ve takımlar da sandığım gibi ezilmiyorlar. | Open Subtitles | والأمور ليست كما حطموا أسفل كما اعتقدت أنها ستكون. |