Kiliseni bulan aptal gibi horozun üç kere ötmesini mi bekleyeceksin? | Open Subtitles | هل ستنتظر الغراب ثلاث مرات كما حدث مع من أسس الكنيسة؟ |
Çünkü panzehirimiz yok, yani onun da sonu diğer kurbanlar gibi olurdu. | Open Subtitles | ، لإنه بدون الترياق سينتهي الأمر بالمُصاب كما حدث مع الضحايا الأخرى |
Dondurma tatları gibi, başka hiçbir şey bilmiyor. | TED | كما حدث مع تجربة نكهة الآيس كريم، إنه لا يعرف عن أي شيء آخر. |
Her şey tutulmadan sonra başladı, Tıpkı babasına olduğu gibi. | Open Subtitles | , بدأ الأمر خلال الكسوف كما حدث مع والده |
Her şey tutulmadan sonra başladı, Tıpkı babasına olduğu gibi. | Open Subtitles | , بدأ الأمر خلال الكسوف كما حدث مع والده |
Ben sadece gnome gibi kitap haline emilir var düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أننا قد حشرنا بالكتاب كما حدث مع القزم |
Tüfek ısındığında Dan'e olduğu gibi. | Open Subtitles | كما حدث مع دان عندما إرتفعت حرارة السلاح |
Bir tavuğu mısırla besle ve hasta olsun, aynı ilk yerleşik insanlara olduğu gibi. | Open Subtitles | نقوم بإطعام الدجاجة طعاماً من الذرو فتمرض كما حدث مع المستوطنين الأوائل |
Orayı alırlarsa, birçok insan acı çekecek ve Hava Bükücüler gibi ölecek. | Open Subtitles | إذا أخذوا هذه المدينة, الكثير سوف يعاني و يموت. كما حدث مع المتحكمين بالرياح. |
Niye diğerleri gibi yüzde artmadı? | Open Subtitles | لماذا لم تتصاعد النسبة كما حدث مع الآخرين؟ |
Ve bu olduğunda umarım arkadaşını kaybettiğin gibi o özel kişiyi de kaybetmezsin. | Open Subtitles | وعندما تقابله أتمنى أن لاتخسره كما حدث مع صديقك |
Kendini ihanete açmak nasıl bir duygu Tıpkı baban gibi? | Open Subtitles | كيف تشعرين بأن تدعي نفسكي عرضة للخيانه كما حدث مع أباكي؟ |
Tıpkı o ıstakozların altını üstüne getirdiği gibi. | Open Subtitles | وهذا سينفجر في وجهك تماما كما حدث مع سرطان البحر |
Bu sebeple Baş şefte gördüğümüz gibi davranış değişiklikleri, | Open Subtitles | ويمكن أن يسبب تغيرات في السلوك كما حدث مع القائد |
Bin yıl, Rum Sarayı'nda hanedana yeni bir aza geldiğinde, Tıpkı bizim yeni doğan Şehzade'miz gibi-- | Open Subtitles | على مدى ألف سنة في البلاط اليونانيّ حين كان طفل يولد في العائلة المالكة كما حدث مع أميرنا |
Tıpkı oradaki diğer Kuşaklılar gibi! | Open Subtitles | كما حدث مع مواطنين الحزام بالخلف هُناك يا رجل ، أجل |
Tıpkı Belousov'un, kimyasallarında cereyan ederken gözlemlediği gibi. | Open Subtitles | " ببساطة كما حدث مع المواد الكيميائية مع " بوريـس |