Ona yaptığım gibi, bana bir deli gömleği giydirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | يحاول أن يضعني في سترةِ المجانين كما فعلتُ له. |
Benim yaptığım gibi hayatına devam etmek etmek için bir yol bulmalısn. | Open Subtitles | عليكِ إيجاد طريقة للمضيّ قدماً كما فعلتُ أنا |
Eminim sen de kendini toparlarsın. Tıpkı benim yaptığım gibi. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنك ستلمين شتاتك كما فعلتُ أنا |
benim yaptığım gibi önünde eğilmeye... gururla ve görev bilinciyle. | Open Subtitles | لينحنوا أمامها كما فعلتُ بكل فخرِ وأعتزازِ. |
Kamyonu çalıp, başıma müebbet hapis cezası ihtimalini sardığım zaman yaptığım gibi yaptım; fişin üstüne sakızımı tükürdüm. | Open Subtitles | بصقتُ علكتي في الإيصال! كما فعلتُ بجهاز الترفيه مما أضطرّني لسرقة شاحنة |
Sayısızca yaptığım gibi buraya da maskesini düşürmek için gelmiştim, ama bütün yolları denedikten sonra, tartışılmaz sonuca ulaştım ki bu da onun hakiki medyum olduğudur. | Open Subtitles | أتيتُ هنا لفضحها، كما فعلتُ مع ناسٍ كثير لكن بعد المحاولةُ بكل طريقة، وصلتُ لإستنتاج لا جدال فيه بأنها تملكُ شيئاً حقيقياً |
Nefes almayı bırak, tıpkı benim yaptığım gibi. | Open Subtitles | أن تتوقفي عن التنفس، كما فعلتُ. |
"Sorun değil. Seni affeder, tıpkı benim yaptığım gibi." | Open Subtitles | "أوه، لا بأس، سوف تسامحكِ كما فعلتُ أنا" |
Bu sabah sokakta yaptığım gibi. | Open Subtitles | كما فعلتُ في الشارع هذا الصباح. |
Hayatımın her günü yaptığım gibi. | Open Subtitles | كما فعلتُ في كل يوم طوال حياتي. |
Her zaman yaptığım gibi. | Open Subtitles | كما فعلتُ دائماً |
Benim Coot, Roy, Bobby ve Travis'le yaptığım gibi. | Open Subtitles | (كما فعلتُ مع (كوت) و(روي - (كما فعلتِ مع (كوت) و(روي - |
Aynı benim sana yaptığım gibi. | Open Subtitles | تماماً كما فعلتُ أنا |
Aynı benim sana yaptığım gibi. | Open Subtitles | تماماً كما فعلتُ أنا |
Tıpkı kız kardeşime yaptığım gibi. | Open Subtitles | وتماماً كما فعلتُ مع أختي |
Lily'e yaptığım gibi mi? | Open Subtitles | كما فعلتُ مع (ليلي)؟ |