Şarkı derken mecaz anlamda yani söyledikleri bir şey veya bir söz gibi. | Open Subtitles | . . أغنيتهم عبارة عن كناية كأنه نداء لهم أو ما شابه |
Bu da ofisin eksiklerini belirtmek için bir mecaz işte. | Open Subtitles | يالها من كناية مُناسبة لأوجه القصور التي يُعاني منها ذلك المكتب |
Ne? Mecazi değildi. Bak, yerel kokteyl. | Open Subtitles | هذه ليست كناية أنظري شراب كوكتال و كعكات |
Mecazi konuşmak mı istiyorsun yoksa pantolonunu çıkarmak mı? | Open Subtitles | هل تريد أن تتحدث كناية أم تريد خلع سروالك؟ |
Vampirler günümüzün şeytanları için bir benzetme. | Open Subtitles | إنّ مصاصي الدماء مجرّد كناية عن الأشرار بهذا اليوم |
Adam Smith'in bireysel hareketlerden kaynaklanan toplumsal yararları tanımlamak için kullandığı bir metafor. | Open Subtitles | انها كناية استخدمت بواسطة ادم سميث ليصف الاستفادات الاجتماعية صادرة من افعال فردية |
Sadece mecazdı. | Open Subtitles | -كانت هذه كناية |
Bay Feeney duygularını ifade etmek için bir mecaz kullandı. "mecaz" diyebilir misiniz? | Open Subtitles | مستر فريني إستعملَ كناية. هَلّ باإمكانك أَنْ تَقُولُ "كناية"؟ |
O bir mecaz değildi. | Open Subtitles | تلك ما كَانتْ كناية. |
Bu bir mecaz, hatırladın mı? | Open Subtitles | انها كناية اتذكرين؟ |
- Bu bir mecaz mı? | Open Subtitles | أهذه كناية عن شيء؟ |
Biliyorsun ki pek çok insan için bu bir mecaz. | Open Subtitles | إن معضم الناس يعتبرونها كناية |
Mecazi olarak konuşursak aramıza bir duvar ördünüz. | Open Subtitles | إنها كناية ، أتعلمين، لأنكِ تراوغي بالحديث. |
Mecazi anlamda kullanılmış. | Open Subtitles | هذه الجملة فيها كناية لا أظن أن الله |
- Mecazi olarak değil. | Open Subtitles | -كلا -هذه ليست كناية |
Tamam, bu karışık bir benzetme oldu, Booth. | Open Subtitles | حسناً, هذه كناية معقدة للتشبيه يا بوث |
"Uyku" ile hastalık veya ölüm kastedilerek benzetme yapıldığını sanıyorum. | Open Subtitles | أظنّ النوم كناية عن السقم أو الموت. |
- benzetme yapmıyorum. | Open Subtitles | حسناً ، لا ، لا ، لم تكُن هذه كناية |
Teknolojiyi hafıza için bir metafor olarak düşünmek çok kolay ama beyinlerimiz teknoloji kadar mükemmel saklama cihazları değil. | TED | من السهل التفكير بالتكنولوجيا وكأنها كناية عن الذاكرة ولكن عقولنا ليست ملائمة لتحوي أجهزة تخزين مثل التكنولوجيا |
Benim için içinde yaşadığımız çağda insan beyni ve makinelerin birlikte keşifler yapabilmesi büyüleyici bir metafor. | TED | ولكن بالنسبة لي أنها مذهلة لأنها كناية للزمن الذي نعيش فيه، متى يمكن قهر العقول البشرية والآلات معا. |
Kundalini, kişinin enerjisinin ve bilincinin doğrudan deneyimlenmesi olmak yerine, her zaman bir metafor... bir fikirden ibaret kalacaktır. | Open Subtitles | فإن الكونداليني سوف تبقى دائما كناية أو فكرة, بدلا من تجربة مباشرة لطاقة وعي المرء. |
Bir mecazdı, George. | Open Subtitles | -انها كناية يا (جورج ) |