Geçen gece ne olduğuna dair bir şeyler çıtlatacağını umuyorduk. | Open Subtitles | كنا نأمل أن تلقي الضوء على ما وقع ليلة أمس |
Bize neden onu 2013'te işten çıkardığınızı söylersiniz diye umuyorduk. | Open Subtitles | كنا نأمل أن تتمكن من إخبارنا لم سرحته في 2013 |
umuyorduk ki bir çeşit şeytani, örümceksi yürüyüş yöntemi olacak ama görüyoruz ki, ilerlemek için çok aksak bir yol geliştirdi. | TED | كنا نأمل أنها ستحصل على مشية عنكبوتيه شريرة ولكن عوضا عن ذلك، أنشئت هذه الطريقة العرجاء للحركة |
Pekâlâ, sana asla söylemek zorunda kalmayacağımızı Umduğumuz bir şey vardı. | Open Subtitles | حسنا ، هناك شيء كنا نأمل إن لا نقوله لك أبداً |
Siz bunu bir çok çocukla çok iyi şekilde yaptığınız için, annesi iyileşene kadar onu himayeniz altına alacağınızı umuyoruz. | Open Subtitles | بما أنكما قد نجحتما مع الكثير من الأطفال. كنا نأمل أن تتبنوه إلى أن تشفى أمه. |
umduğumuzdan daha da öldürücü bir rota çıktı. | Open Subtitles | إنه يبدو أكثر انتحاريةً مما كنا نأمل في البداية. |
Biz Botswana'ya uçmayı umuyorduk. Ne kadar erken o kadar iyi. | Open Subtitles | كنا نأمل السفر إلى بوتسوانا وكلما كان أقرب كان أفضل |
- Daha hızlı bir büyüme umuyorduk. | Open Subtitles | في أقل من سنتين. كنا نأمل أن نرى نمو أسرع. |
Sizi yakın bir yerde buluruz diye umuyorduk ama pek de yakın da bulamadık. | Open Subtitles | كنا نأمل أن نجدكم قريبين منا، لكن ليس هذا القرب. |
İlk atom bombamızı bundan beş yıl sonra test etmeyi umuyorduk. | Open Subtitles | كنا نأمل أن نختبر أول سلاح نووي لنا بعد 5 أعوام من الآن |
Hava şartlarının iyileşmesini umuyorduk, ama beklentimiz boşa çıktı. | Open Subtitles | حسناً، كنا نأمل أن تهدأ الأحوال لكن هذا لا يحدث، لذا فارتفعنا 35 ألف قدم حتى يمكننا السيطرة |
Bize, bu tip bir uçağı uçurmayı kimin başarabileceğini söyleyebileceğinizi umuyorduk. | Open Subtitles | كنا نأمل كنت قد تكون قادرة على أن تخبرنا كنت ممن تكون قادرة على وضع الطائرة مثل هذا في الهواء. |
Hepimiz, kazanabileceğimize emin olduğumuz durum ile kazanacağımızı Umduğumuz durumda biraz farklı çalışırız. | TED | فجميعاً نعمل بشكل مختلف قليلاً عندما نكون متأكدين من الفوز مقابل إذا كنا نأمل أننا سنفعل وحسب |
Bak, işlerin Umduğumuz gibi gitmediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الأمور بيننا لم تعمل كما كنا نأمل |
Avlanmayı Umduğumuz... hayvanların resimlerini yapardı. | Open Subtitles | كان يرسم الحيوانات التي كنا نأمل بإيجادها كطعام |
Yazınızla ilgili bazı noktaları açıklığa kavuşturmayı umuyoruz. | Open Subtitles | كنا نأمل أنك توضح بعض النقاط المتعلقة بما قدمتك |
Ölüler Günü festivali hazırlıklarını izlemeyi umuyoruz. | Open Subtitles | كنا نأمل أن نشاهد استعدادات يوم احتفال الميت. |
Şuna bak Biz hackerlardan umduğumuzdan çok daha fazlasını aldık. | Open Subtitles | انظر لهذا لقد حصلنا على اكثر مما كنا نأمل أن نحصل عليه |
Evine gideceğini ve ilişkinin mükemmel olduğu inancı içinde yas tutacağını umduk. | Open Subtitles | كنا نأمل انك ستعود للديار و نحزن للإعتقاد بأن علاقتك كانت مثالية |
Olayın bu duruma gelmeyeceğini ummuştuk. Tamam, tamam. | Open Subtitles | كنا نأمل أنه لن يؤول الأمر إلى هذا هناك ، هناك ، هناك |
Tek umudumuz cevapların yolda olduğuydu. | Open Subtitles | كلنا كنا نأمل ان الأجوبه في طريقها إلينا |
Gitmeden önce kutlama için biraz kalırsınız.... ...diye umut ediyorduk. | Open Subtitles | كنا نأمل ان تأتي لـ احتفال صغير قبل ان تذهب |
Harry. Şükürler olsun. Diagon Yolu'ndan çok uzağa düşmemiş olmanı ümit ediyorduk. | Open Subtitles | هارى حمدا لله لقد كنا نأمل ألا تكون ابتعدت كثيرا |