O sandelyede otururken üzerimde o vardı ve eldivenleri takmıştım, | Open Subtitles | لقد كنت ارتديه والقفازات عندما كنت جالسة على هذا الكرسى |
her şey nehir kenarında Dinah ile otururken başladı. | Open Subtitles | لقد بدأ كل شيء بينما كنت جالسة على ضفة النهر مع دينا |
ve ben penceresiz bir ofis odasında oturuyorum. Bağımsız Danışmanın Oda'sında uğultulu floresan ışıklar altında | TED | كنت جالسة في غرفة مكتب خالية من النوافذ داخل مكتب المستشار المستقل تحت طنين أضواء الفلورسنت. |
Bir haftadır hastanede kıçımın üstünde oturuyorum. | Open Subtitles | لقد كنت جالسة على مؤخرتى لاسبوعا فى المستشفيات |
Son günlerinden birinde, yanında oturuyordum, bana baktı ve açıkça dedi ki: | Open Subtitles | في أحد آخر أيامها، وعندما كنت جالسة بجانبها. نظرت لي وقالت بوضوح: |
Kızlarımla oturuyordum ve Joy şöyle dedi, ''Lanet olsun, keşke beni rahat bıraksa, | TED | كنت جالسة مع فتياتي، و قالت جوي، يا الله ، يا ليته يتركني لحالي. |
Güney Amerika'da bir otelde yatakta oturmuş, sevdiğim insanın kapıdan çıkışını izliyorum. | TED | كنت جالسة على السرير في نزُل بأمريكا الجنوبية، وكنت أشاهد الشخص الذي أُحب يخرج من الباب. |
- Ne demek istiyorsun, çocuklarım sarhoş olurken benim öylece oturduğumu mu? | Open Subtitles | - ما الذي تقولينه , -أني كنت جالسة هكذا و أبنائي يثملون؟ |
Mesaj ben burada otururken geldi. Elimde olmadan duydum. | Open Subtitles | الرسالة أتت عندما كنت جالسة هنا ولم يكن بوسعي إلا سماعها |
Dışarıda, arabada otururken, kendime ne yapacağım diye sorup durdum. | Open Subtitles | كنت جالسة في الخارج بالسيارة مالذي سأفعله؟ إعتقدت بأنك ستعرفين مالعمل |
Barda tek başıma otururken, senin bara geldiğinde ne olacağını düşündüm? | Open Subtitles | حينما كنت جالسة هناك وحيدة في البار كنت أفكر مالذي سيحدث فيما لو أنك حضرت |
Barda tek basima otururken, senin bara geldiginde ne olacagini düsündüm? | Open Subtitles | حينما كنت جالسة هناك وحيدة في الحانة كنت أفكر مالذي سيحدث فيما لو أنك حضرت |
O geldiğinden beri burada seninle oturuyorum. | Open Subtitles | ويمكنك المكوث. كنت جالسة معك منذ أن جاء. |
Saatlerdir oturuyorum. Güzel bir yürüyüş yapmak istiyorum. | Open Subtitles | لقد كنت جالسة لساعات، أريد نزهة جميلة طويلة سيراً على الأقدام |
Yarım gecedir burada oturuyorum Ajan Gibbs. | Open Subtitles | لقد كنت جالسة هنا خلال نصف الليل أيّها العميل (غيبز). |
Sabahtan beri oturuyorum. | Open Subtitles | كنت جالسة طوال الصباح |
Bir gece oturuyordum ve ürkütücü bir şeyler hissettim, izleniyorum gibi bir histi. | TED | و في إحدى الليالي كنت جالسة هناك و شعرت بهذا الشعور المخيف حقاً، شعور كأنك مراقب. |
Mahkemede arkanda oturuyordum, yüzünü güçlükle görebildim. | Open Subtitles | ولكن هنالك في المحكمة, لقد كنت جالسة خلفك كُنتُ بالكاد أرى وجهك |
Borunun üzerine oturmuş ölümü düşünüyordum ve doğruca kafamın içinden geçti. | Open Subtitles | كنت جالسة فى القوس أفكر فى الموت ثم وقع من فوق رأسى |
Tekerlekli sandalyede oturduğumu hatırlıyorum ne yapacağımı şaşırmıştım, | Open Subtitles | و اتذكر اني كنت جالسة على كرسي متحرك و افكر بما افعل |