Bir tanesi üzüldüğüm zamanlar için, diğeri ise çok üzüldüğüm zamanlar için. | Open Subtitles | في الواقع، واحد في حالة كنت حزين، والآخر في حالة كنت حزين جداً |
Bir tanesi üzüldüğüm zamanlar için, diğeri ise çok üzüldüğüm zamanlar için. | Open Subtitles | في الواقع، واحد في حالة كنت حزين، والآخر في حالة كنت حزين جداً |
Beni mutsuz eden bir şey varsa yanında olmayışımdır. | Open Subtitles | ولو كنت حزين ذلك لأني لا أستطيع أن أكون معك بالطريقة التي أُريد |
Karımdan ayrılmış ve çok üzgündüm. buda beni ona çekiyordu hepsi bu | Open Subtitles | عرفت بأنّني كنت حزين وإستمرّت في الإتصال بي ، ذلك كلّ ما في الأمر |
Üzgünüm. Duyduğumda çok üzülmüştüm. | Open Subtitles | انا اسف لها و كنت حزين جدا عندما سمعت ذلك... |
Ona Isabel için biraz üzüldüğümü söyledim. | Open Subtitles | أنا أخبرتها أننى كنت حزين على ايزابيل |
Kızgın ya da mutsuz musunuz, ya da her ikisi birden mi bilmem ama normal gözükmüyorsunuz. | Open Subtitles | شيئ سيئ واضح انه بك انا لا اعرف ان كنت حزين ام غاضب ام كليهما لكنك غير طبيعي |
Ne zaman mutsuz olsam oraya gidiyorum. Mezarlıktaydım baba. | Open Subtitles | كنت أذهب الي هناك كلما كنت حزين كنت في المقابر يا أبي |
Appa'yı kaybettiğim için çok üzgündüm. | Open Subtitles | ...(أعرف أنني كنت حزين لفقدان (آبا |
Gittiğinde çok üzülmüştüm. | Open Subtitles | كنت حزين جدا عندما غادرت. |
Hey, dizinden yaralandığında çok üzülmüştüm. | Open Subtitles | هيي, كنت حزين حين كسرت ركبتك |
Ona Isabel için biraz üzüldüğümü söyledim. | Open Subtitles | أنا أخبرتها أننى كنت حزين على ايزابيل |