Belle'e evlilik teklif edecektim. | Open Subtitles | كنت ذاهبا لكي أتقدم للخطبة من بيلي |
Sana evlenme teklif edecektim. | Open Subtitles | أنا كنت ذاهبا إطلب منك زواجي. |
Kerkük'ten Süleymaniye'ye gidiyordun, o yetimi aramak için. | Open Subtitles | كنت ذاهبا إلى سليمانية من كركوك، تبحث عن اليتيم |
-Evans'ın evine gitmiyordum. -Nereye gidiyordun? | Open Subtitles | انا لم اكن ذاهبا الى منزل ايفانز , الى اين كنت ذاهبا ؟ |
Kendi arabama binmeye çok korkuyorum çünkü Rittenhouse adamları 80 ile giderken arabamı hacklediler. | Open Subtitles | لأنني خائف جداً أن يجدوني لأن رجال (ريتنهاوس) اختراقوني بينما كنت ذاهبا بسرعه 50 ميلا في الساعة! |
Kendi arabama binmeye çok korkuyorum çünkü Rittenhouse adamları 80 ile giderken arabamı hacklediler. | Open Subtitles | لأنني خائف جداً أن يجدوني لأن رجال (ريتنهاوس) اختراقوني بينما كنت ذاهبا بسرعه 50 ميلا في الساعة! |
- Dr. Kyle'ı görmeye gittiğimi söylemeliydim sana. | Open Subtitles | أرجو أن يكون قلت لك كنت ذاهبا لرؤية الدكتور كايل. |
Onu kurban edecektim. | Open Subtitles | كنت ذاهبا للتضحية به. |
Onu kurban edecektim. | Open Subtitles | كنت ذاهبا للتضحية به. |
O rüyalardan ötürü mü Rosalee'yi görmeye gidiyordun? | Open Subtitles | اذا كنت ذاهبا لروزالي بسبب تلك الاحلام؟ |
Belki de gecenin 3'ünde trafik cezasını ödemeye gidiyordun. Ya da Brooklyn Köprüsü'nde yürüyüşe çıkacaktın. | Open Subtitles | لذا إما أنك كنت ذاهبا لدفع مخالفة مرورية في الساعة الثالثة، أو أنك كنت ذاهبا للتمشية عند جسر (بروكلين) |
Bu yüzden onu görmeye gidiyordun. | Open Subtitles | لذلك كنت ذاهبا لزيارته |
Oraya gelen kadar nereye gittiğimi bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أين كنت ذاهبا حتى تحصل هناك |
Nereye gittiğimi bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أين كنت ذاهبا. |