Sesimizi nadiren kendimiz için kullanırız, başkalarına bir hediye olarak kullanırız. | TED | نحن نادراً ما نستخدم أصواتنا لأنفسنا؛ بل نستخدمها كهديّة تُقدّم للآخرين. |
Döndüğünde, benim için hediye olarak oyuncak bir fil almıştı. | Open Subtitles | و حين عاد , كان قد اشترى فيلاً لعبة كهديّة لي |
hediye olarak damacana su falan alabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أحضر له جالوناً من الماء كهديّة |
Düğün hediyesi olarak size kendi evinizi almanız için.. | Open Subtitles | ما رأيكما، كهديّة لحفل زفافكما، أعطيكما، |
Ailem beni amcamların yanına postalamadan önce babam, Noel hediyesi olarak bana bir ağırlık seti almıştı. | Open Subtitles | أوَتعلمين، قبلما يُرسلني والديّ للعيش مع عمّي، اشترى لي أبي مجموعة أثقال كهديّة عيد الميلاد. |
Hıristiyanlık alıcısı üzerine zorlanan istenmeyen bir hediye gibi. | Open Subtitles | المسيحيّة كهديّة غيرُ مُرحّبٍ بها . يُجبر المتلقّي على أخذها |
Galiba katili senin için hediye paketi de yapmam gerekiyor? | Open Subtitles | أفترض أنّكِ تُريديني أن أغلّف لكِ القاتل كهديّة أيضاً؟ |
Hamile olmadığın ortada, öyleyse bunu ya hediye olarak alıyorsun ya da şu garip "beşiği alırsan çocuk da sonradan gelir" türü bir şey. | Open Subtitles | أنا متأكدة من هذا من الواضح أنّكِ لستِ حاملاً لذا فإما أنّكِ تشترينه كهديّة أو أنّها إحدى اللحظات الغريبة حين تتبنينه فيأتون فوراً |
Ona yaklaşıp, hediye olarak sunmuş. Buna inanmamı mı bekliyordu? | Open Subtitles | تقدّم إليها ماشياً، وقدّمه لها كهديّة. |
Bu yüzden ben de sana bir hediye olarak mahalle gözetleme işini verdim. | Open Subtitles | قدّمتُ لكِ مراقبة الحيّ كهديّة. |
Bir Kocaayak beni buldu. Ve oğluna hediye olarak evine götürdü. Ah, ah! | Open Subtitles | وجدنى "رجل جليد" و جلبنى معه إلى البيت كهديّة إلى إبنه. |
hediye olarak eski bir matematik kitabı vermişti. | Open Subtitles | أعطاني كتاب رياضيّات قديم كهديّة. |
Sana hediye olarak küçük bir Eiffel Kulesi gönderdi. | Open Subtitles | .أرسلوا إليك برج إيفل مصغّر كهديّة |
lik aleti güzel bir hediye olarak vermem | Open Subtitles | كهديّة تمني بالتعافي |
Bir çeşit hediye olarak düşün. | Open Subtitles | اعتبرها كهديّة افتراق |
Bu resim bana hediye olarak gelmişti. | Open Subtitles | أعطاني إياها أحدهم كهديّة |
Bunu ona bir hediye olarak aldım. | Open Subtitles | اشتريتُ لها ذلك كهديّة. |
Noel hediyesi olarak şirketini geri almaya ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك باسترداد شركتك كهديّة استبقايّة لعيد الميلاد المجيد؟ |
Bundan almalı mıyım sence? Noel hediyesi olarak. | Open Subtitles | أخبرني إن كان علي أن أفهم قدومك، كهديّة عيد ميلاد. |
Bu kutsal böceği Agrabah halkı nesiller önce krallığın karanlıktan kurtarılmasının hediyesi olarak aileme vermiş | Open Subtitles | مُنحت هذه الخنفساء لعائلتي مِنْ شعب "آجرباه" قبل أجيال عديدة كهديّة لتحرير المملكة مِن الظلام |
Bu büyüklükte bir para hediye gibi konmuş. | Open Subtitles | يبدو أمراً مُحتملاً، غنيمة بهذا الكبر ملفوفة كهديّة حرفياً؟ |
Bu olson, hediye paketi gibi. | Open Subtitles | إنّه (أولسون)، مغلّف كهديّة |