Bunun mümkün olmadığını düşünüyorum çünkü o bir bilgisayar çipi takıyordu. | Open Subtitles | أظن أنّ هذا غير ممكن لأنه كان يحمل معه رقاقة كومبيوتر |
Silikon Vadi'sinde bilgisayar satmamı istiyor, inanabiliyor musun? | Open Subtitles | تريدني ان ابيع اجهزة كومبيوتر في وادي السليكون, هل تصدق ذلك؟ |
Mitch sorun bakış açısı sorun bu bilgisayar korsanları karşısında çaresiz olarak görünmemiz. | Open Subtitles | التاريخ يقول بإِنَّنا لا نَعْرفُ شيء عن سلوك ضد لصوص كومبيوتر. |
Sizi gezdireceğim bu büyük tesisi şu bilgisayarı yöneten üç kişilik ekip kontrol ediyor. | Open Subtitles | هذه المجموعه الضخمه المعقده التى سأريها لكم يتم أدارتها بالكامل بواسطة ثلاثة رجال و كومبيوتر |
Kapp'in bilgisayarında gizli bir bölmede şifreli dosyalar buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت سلسله من الملفات المشفره مختبئه فى قسم فى كومبيوتر كاب |
Mandy'nin bilgisayarını getirdim. Tamam, harika. | Open Subtitles | .انا, لقد احضرت كومبيوتر ماندي |
Bir Atari alacağım, bir bilgisayar. biraz da bilgisayar oyunu. | Open Subtitles | انا اريد ان اعقد صفقة كومبيوتر او فيديو جيم |
Efendim, 1996'da Kore Ulusal Yeniden Birleşme Enstitüsü Doğu Avrupa'nın çöküşünü net olarak tahmin eden bir bilgisayar modeli uyguladı. | Open Subtitles | سيدى فى 1996 معهد كوريا للوحده الوطنية قام بالموافقة على نموذج كومبيوتر عن انهيار اوروبا الشرقيه المتوقع |
Yeryüzünde bu kodu kırabilecek tek bir bilgisayar korsanı var. | Open Subtitles | هناك لصّ كومبيوتر وحيد واحد في العالمِ مَنْ يَسْتَطيع فَكّ هذه الشفرةِ. |
Birisi karmaşık bilgisayar işlerini yapıyor. | Open Subtitles | وعندهم دقة كافية لكي يقوموا بأعمال كومبيوتر معقدة |
Bankanın kameraları, sinyalleri bilgisayar ağı aracılığıyla merkezi bir güvenlik şirketine gönderiyor. | Open Subtitles | الـمصرف يستعمل كـاميرات ترسل المعلومات عن طريق شبكة كومبيوتر إلى مركز شركة الأمن. |
Özel durumlarda, güvenlik sistemlerimizi denemeleri için serbest çalışan bilgisayar korsanlarını işe alırım. | Open Subtitles | من حين لآخر استأجر لصوص كومبيوتر مستقلين لإختبارت دفاعات أمننا |
Dosyada SVR'de* Ruslar için bilgisayar programcısı olarak çalıştığı yazıyor. | Open Subtitles | حسب الملف يقول انه عمل مع الروسيين مبرمج كومبيوتر في وكالة الاستخبارات المركزية |
Büyük bilgisayar dosyalarını hızlıca çalması gereken bir casus için dosyapaylaşımsiteleri rüyaların gerçek olmuş halidir. | Open Subtitles | للجاسوس المستعجل الذي يريد سرقة ملفات من كومبيوتر كبير فمواقع المشاركة هي حلم ويصبح حقيقة |
Sağlık kayıtlarına ulaşmanın tek yolu kapalı sistemli bir bilgisayar. | Open Subtitles | هي من خلال كومبيوتر موصول مباشرة على النظام مثل مستشفى ؟ |
İletişim kurabileceği bir telefon ya da bilgisayarı yok. | Open Subtitles | كيف؟ ليس لديها إمكانية الحصول على هاتف أو كومبيوتر. |
Aslında onu evimin tavan arasındaki küçük hantal Mac bilgisayarında çizmiştim ve şu an kullandıkları tasarımların birçoğu hala o zaman benim çizdiğimle aynı. | TED | حاليا قمت بزرعه على زر كومبيوتر ماكنتوش في الطابق السفلي في بيتي احد التصاميم التي لديهم الآن لا يزال على شكل التصميم الأصلي |
Sahte Roth'un bilgisayarını incelemeyi bitirdim. | Open Subtitles | لقد انتهيت من فحص كومبيوتر روث المزيف |
2 hafta önce, babanın bilgisayarına gizlice erişmesi için onu tutmuşsun. | Open Subtitles | إنه فتى قبل إسبوعين، إستأجرت ذلك الفتى للقرصنة على كومبيوتر أبّيكِ |
Bir tanesi şirket bilgisayarından aracın motorunu çalıştırıp durdurmak. | Open Subtitles | إحداها خدمة تسمح بتشغيل وإيقاف المحرك من كومبيوتر الشركة |
Bu kayıtlar, ağı kullanan her bilgisayarda kopyalanıyor. | TED | يتم نسخ هذا السجل على كل جهاز كومبيوتر يستخدم الشبكة. |
Pekala,bu bilgisayardan uyuşturucu dağıtıcısını bulmak için şifreyi kırmayı deneyeceğiz. | Open Subtitles | حسنًا، نحن نحاول إقتحام كومبيوتر الطاهي هنا لإيجاد تاجر مخدّراتنا، |
Şans eseri buldum, bir hacker haber grubu tarafından yönlendirildim. | Open Subtitles | تَعثّرتُ فوقه , أنا حُذّرتُ على مجموعة أخبار لصِّ كومبيوتر. |
Al bak, buralarda bilgisayara benzer bir şey görebiliyor musun? | Open Subtitles | هيا قومي بتفتيش الغرفة، هل ترين أي جهاز كومبيوتر هنا؟ |
Merkez bilgisayarın yardımıyla, çok gizli bir belgeye ulaşabilmek için mahkemenin iznine ihtiyacım var. | Open Subtitles | انا سأحتاج موافقة المحكمة للدخول الى وثائق سرية للغاية بمساعدة كومبيوتر البيانات المركزى |
Şu halde, belki nasıl olup da size iki defa... suç mahalinde rastladığımı ve devlet bilgisayarlarında... size ait hiçbir kaydın olmayışını bana açıklayabilirsiniz. | Open Subtitles | الان يمكنك ان توضحي لي كيف يمكن ان الحق بكي في مسرحي جريمتين ومع هذا لا استطيع ان اجد اي تسجيل لكي في كومبيوتر الحكومة |
Babanın bilgisayarındaki gizli bilgilere erişmen ikinci dereceden suça giriyor. | Open Subtitles | القرصنة على كومبيوتر أبّيكِ جريمة من الدرجة الثانية، |