Bu, 9 bin 500 kilometre demek; bunu yapabileceğini tahmin bile edemezdik. | TED | ذلك اجمالي تسعة ونصف الف كيلو متر, لم نكن نعتقد حصول ذلك |
Bunun sebebi, Neptün'ün yörüngesinin ötesinde Güneş'ten yaklaşık 5 milyar kilometre uzakta kuyrukluyıldızların oldukça sessiz bir yaşam sürmesidir. | Open Subtitles | ذلك لأنه بعد مدار نيبتون على بعد خمسة مليار كيلو متر من الشمس تقريبا لدى المذنبات حياة هادئة جداً. |
sıkıştırılmış havayla kilometre başına 0.60 rupi harcayan bir araba, | TED | كسيارة تسير على الهواء المضغوط بتكلفة ستة بيسة لكل كيلو متر |
50.000 km büyüklükteki buz toplarının oluşturduğu halkalarıyla, kocaman bir gezegendir. | Open Subtitles | محاطة بحلقة من كرات الثلج عرضها حوالى 50 ألف كيلو متر |
Şu anda, düşman hattının 50 km uzağında olmamız endişe verici. | Open Subtitles | حسب علمنا . فنحن نبعد 50 كيلو متر خلف خطوط العدو |
- Sadece iki kilometre, koşalım. - 10 dakikada mı? | Open Subtitles | ـ لم يتبقى سوى 2 كيلو متر ، لنركض ـ في 10 دقائق ؟ |
Sonra 100 kilometre gidip paralel rotayı ayarlayın. | Open Subtitles | ثم خذنا إلى مسافة مائة كيلو متر مع تعديل المسار الموازي |
Pekâlâ. Bunun için 9 bin kilometre geldiniz. | Open Subtitles | حسناً, قطعت 8 آلاف كيلو متر لتخبرنى بالأمر |
Yoldalar. Vietnamlılar'ın yarım kilometre ötedeki köyde olduğu belirlendi. | Open Subtitles | تم تحديد موقع المقاتلين الفيتناميين فى قريه على بعد نصف كيلو متر من هنا |
Yarım kilometre geride cesetler gördüm. Neresi gösterebilir misiniz? | Open Subtitles | لقد رأيت العديد من الجثث على بُعد نصف كيلو متر على هذا البر من القناة |
500 kilometre içindeki tek doktor | Open Subtitles | إنه الطبيب الوحيد في مساحة 500 كيلو متر مربع |
Dişiler, yumurtalarını 2.000 kilometre güneye taşıyormuş. | Open Subtitles | تحمل الإناث بيضها ألفين كيلو متر أو يزيد في إتجاه الجنوب |
150 kilometre Güneydoğu'ya gidersek orada bir Norveç kampı var. | Open Subtitles | لو اتجهنا 150 كيلو متر جنوب شرق من هنا سنجد القاعدة النرويجية |
Dönüşten önce saatte yaklaşık 300 km. | TED | إ.ر: حوالي 300 كيلو متر في الساعة، قبل التحليق. |
Burası cephenin 160 km. gerisinde, Avustralyalı askerlerce tutuluyordu. | Open Subtitles | مائه وستون كيلو متر خلف الجبهه ذلك حيث تتمركز الحاميه الأستراليه |
Alçaklar, bakalım saatte 145 km hız yapabilecek misiniz? | Open Subtitles | لنرى أيها الأوغاد إن كنتم تستطيعون السير على90 كيلو متر. |
Avustralya'nın aşağı kıyısından 800 km yol kat ettiler, | Open Subtitles | تهاجر مسافة 800 كيلو متر نزولا على ساحل أستراليا تتبع الشمس نحو الجنوب |
Starflight, yüksekliğin 48 km. | Open Subtitles | النجم الطائر, وصلت ارتفاع 48 كيلو متر فقط |
Balmoral Şatosu yaklaşık 40 km. uzakta. | Open Subtitles | أننا على بعد 40 كيلو متر من قلعة بالمورال |
Hızlı top. Iska! Saatte 96 mil. | Open Subtitles | تسديدة سريعة. حوالى 44 كيلو متر فى الساعة يبدو جيدا |
NASA'nın Voyager uzay aracı saatte 56 bin kilometreden daha hızlı hareket etmektedir. | Open Subtitles | تتحرك مركبة فضاء ناسا فوياجر بسرعة تفوق 56 ألف كيلو متر في الساعة |
Mars'ın her yerinde 300 kilometrelik kraterler. | Open Subtitles | عبارة عن 300 ميل و 200 كيلو متر حُفر على المريخ |