Bu işi kolaylaştırın ve bir kilo mercimek verin. aşı oranını 6'ya katlayın. | TED | أجعل الأمر سهلا وأعط كيلو من العدس، وستتضاعف نسب التطعيمات بمعدل ست مرات. |
ve siz de bunu başarabilirsiniz ve insanlara hemen harekete geçmeleri için aşılamanın yanında bir kilo mercimek de verebilirsiniz. | TED | وبعدها تجعل الأمر أسهل وتمنح سببا للقيام بالفعل الآن بإضافة منحة من كيلو من العدس لكل تطعيم. |
Ama ikinci olarak, aşı yaptırmayı teşvik etmek için katılan herkese bir kilo mercimek verirsiniz. | TED | ثانياً، بتحفيز التطعيم بتقديم كيلو من العدس لكل شخص قام بالمشاركة. |
Aslında var ama buradan 5 kilometre uzaktaki evde unuttum. | Open Subtitles | في الحـقيقة , هي معي ولكن في منزلي الذي يـبعد 5 كيلو من هـنا |
Gölden 50 kg.lık bir balık çıkarabilirsen eğer, senin için Beyaz At Meyhanesi'nde | Open Subtitles | لو اصطدت 50 كيلو من البحيرة سوف يكون هناك احتفالا كبيرا بالنسبة لك |
Bir kez daha dört yüz kiloyu aşkın kokain ve onlarca silaha el konuldu. | Open Subtitles | مرة أخري، أكثر من 400 كيلو من الكوكايين ومجموعات من الأسلحة تمت مصادرتها |
- Hayır, bence Dominikli hap çetesi Battle Creek'e taşındı ve 1 kilosunu kaybetti. O da sonradan bulundu. | Open Subtitles | لا,أعتقد أن العصابة قد انتقلت إلى "باتل كريك" و فقدت كيلو من الهيروين. |
Yanlışım varsa düzelt. Şİmdi sen 20 kilo malı çaldırdığını söylüyorsun. | Open Subtitles | صحح لي إن كنت مخطئاً، سرقوا منك عشرين كيلو من الممنوعات |
Her neyse bugün benim doğum günüm ve eğer aç olan varsa masada 10 kiloluk bir Alman çikolatalı pastası var. | Open Subtitles | على أى حال انه عيد ميلادى واذا كان هنا أحد جائع فهناك 25 كيلو من الكعكة الالمانية |
Yaz aylarında bir yetişkin, bitkilerle beslenerek 180 kilo alabilir. | Open Subtitles | خلال أشهر الصيف، البالغ يمكن أن ياكل مائة وثمانون كيلو من النباتات حتى يمتلا |
25 kilo zenginleştirilmiş uranyumdan bahsediyorum. | Open Subtitles | حوالي خمسة وعشرين كيلو من اليوارنيوم المخصب |
Ben bir kilo patatesin üzerine bir kasa hurma yer, bana koymaz, yine de yüzerim, demedi mi? | Open Subtitles | وقال إنه سوف يأكل كيلو من البطاطا وكيسمن الكاكي، ثم سيسبح دون أي مشكلة. |
Albayım, senden ekmek değil, bir kilo makarna istiyorum. | Open Subtitles | يا عقيد , لا أريد الخبز أريد كيلو من المعكرونة |
Örtüyü kaldırdığımda çocuğun yanında, bir kilo beyaz paketi duruyordu. | Open Subtitles | سحبت الغطاء وكان يوجد بجانب الطفل كيلو من المخدرات |
bir kilo kadar gerçeğini de tuvalete döktüm. | Open Subtitles | تخلّصت من كيلو من المادة الحقيقية فى المرحاض |
İmparator, bir kağıt parçasının, bir kilo pirince karşılık gelmesine karar vermiş. | Open Subtitles | وقد أصدر الإمبراطور حينها أمراً بأن تساوري قطعة ورق، 1 كيلو من الأرزّ |
Ben de arabanın altına bir kilo kokain yapıştırdım ve aynasızları çağırdım. | Open Subtitles | لقد وضعت كيلو من الكوكاكين أسفل السيارة و أتصلت بالشرطة |
Arabanın altında bir kilo Kolombiya kokosu var. Erkek olma zamanı. | Open Subtitles | هناك كيلو من المخدرات الكولمبية أسفل السيارة، حان الوقت لكي تكون رجلاً |
Bir diğeri olanca ağırlı olan savaş silahıyla, 60 kilometre boyunca 50 kilo ağırlığı taşımak, | Open Subtitles | وواحد يحمل وزن عتاد حرب كامل ستين كيلومتر تسلقا مع . خمسين كيلو من الوزن |
Yiyeceklerde bulunan, aynı zamanda "büyük kalori" de denilen bir kalori, 1 kg suyun sıcaklığını 1 santigrat derece yükseltmek için gereken enerji miktarı olarak tanımlanır. | TED | السعرة الحرارية الواحدة، ما نقيس الطعام به، ويسمى أيضًا كالوري كبير، يعرَّف بأنه كمية الطاقة التي نستهلكها لرفع حرارة كيلو من الماء بمقدار درجة سلسيوس واحدة. |