Çok öfkelenmişti ve bağırıyordu. Bu iyi bir şey. | Open Subtitles | اذا هي كَانتْ تَصْرخُ وعنيفةُ، لكن ذلك جيدُ. |
Derisi yüzünden, cehennem gibi bağırıyordu. | Open Subtitles | هي كَانتْ تَصْرخُ جحيمَ مقدّسةَ حول جلدِها. |
Ama koruyucu annem bana yaramaz olduğumu söyleyerek bağırıyordu. | Open Subtitles | لكن ي أَتبنّى الأمَّ كَانتْ تَصْرخُ عليّ، بأنّني كُنْتُ "تافه. " |
Mrs. Thorn eşarpla bağırıyordu, saldırı yoktu. | Open Subtitles | لكن السّيدةَ Thorn كَانتْ تَصْرخُ حول الوشاحِ، لَيسَ... لَيسَحولبَعْضالمهاجمِ. |
Annem bağırıyordu. Çünkü Aman... | Open Subtitles | امى كَانتْ تَصْرخُ لأن امان. |