"كُلَّ مَرَّةٍ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Ne zaman
• Her zaman
• her defasında
• her seferinde

Ne zaman vitrinde güzel bir şey görsem nasıl göründüğümü hatırlayıp "imkânsız" diyorum.
كُلَّ مَرَّةٍ أَرى شيءَ لطيفَ في النافذةِ، أَتذكّرُ كَمْ أَنْظرُ وأعتقد لا طريقَ.

Ne zaman dibi boyladığımı düşünsem biri bana elini uzatıyor.
كُلَّ مَرَّةٍ أعتقد أنني ضَربتُ القاع، شخص ما يُسلّمُني مجرفة

İtler Ne zaman onları serbest bırakıp, salsanız sizi ısırıp dururlar.
أي مغفّل كلب يَبقي ينبح عليك كُلَّ مَرَّةٍ و تتَركتَه يَذْهبُ

Açgözlülük Her zaman insanın başına iş açar.
اخبرُك، الطمع، هو الذي يَعمَلُ إليك كُلَّ مَرَّةٍ.

Bu adam her defasında Grinch`in kalbinden çıkıyor,
الذي يَتدفّقُ خارجا كُلَّ مَرَّةٍ ينمو فيها قلب اله الحب

MOLA! KOC her seferinde BiZiM GUCLU KANADIMIZA EGiLiYORLAR.
حافلة، هم يَمِيلونَ إلى جانبنا القوي كُلَّ مَرَّةٍ.

Beni geçelim, neden bir sürü soru soruyorsun... halbuki Ne zaman cevap versem doğru olmadığını söylüyorsun.
هو أعلى من طاقتي لماذا تَستمريُّ بالسُؤال زميل السُؤال عندما كُلَّ مَرَّةٍ يُجيبُك تُخبرُه انة لَيسَت الحقيقة.

Çünkü beni Ne zaman görse, ona saldırıyorum.
كُلَّ مَرَّةٍ تَراني تَصْرخُ لأن كُلَّ مَرَّةٍ تَراني أُهاجمُها.

Ne zaman boşanalım desem, kadın iki buçuk kilo birden zayıflıyor.
كُلَّ مَرَّةٍ أَقُولُ طلاقَ الكلمةَ، تَفْقدُ خمسة باوناتَ.

Ne zaman seni bir yere götürsem, insanlar senin için çıldırıyor.
كُلَّ مَرَّةٍ آخذُك في مكان ما، الناس مهوس بك.

O günden sonra Ne zaman rozetini taktığını görsem bunu düşünürüm.
حَسناً، منذ ذلك الحين، كُلَّ مَرَّةٍ أنا أَرى وَضعتَ على تلك الشارةِ، أنا، أنا أُفكّرُ بذلك.

Ne zaman balina bulsak, tekne yakınlarda oluyor.
كُلَّ مَرَّةٍ نَجِدُ الحيتانَ، ذلك المركبِ لَيسَ بعيدَ وراء. هناك تلك الإشارةِ ثانيةً.

Bunu Ne zaman duysam gülerim.
أنا سَأَنهارُ كُلَّ مَرَّةٍ أَسْمعُ ذلك.

Üst kattaki geri zekâlı. Ne zaman şarkı söylesem yere vuruyor.
هذا الأبلهِ في الطابق العلوي، يَضْربُ على الأرضيةِ كُلَّ مَرَّةٍ أَبْدأُ الغِنَاء.

Ne zaman çiftliği terk etsem, moteli görene kadar nefesimi tutuyorum.
كُلَّ مَرَّةٍ أَتْركُ المزرعةَ أَحْبسُ أنفاسي حتى أَرى الفندقَ

Sana Ne zaman sandalyemi versem oturmadan önce siliyorsun.
النيل، كُلَّ مَرَّةٍ أَعطيك كرسيي، تَمْسحُه مِنْ أولاً.

Asıl hedef budur. Ama Her zaman isabet ettiremezsin.
ذلك بالتأكيد الهدفُ، لَكنَّك لا تَستطيعُ ضربة ذلك عينِ الثورِ كُلَّ مَرَّةٍ.

Her zaman bir erkeği öpmeyi bile düşündüğünde bluzunun altında bunun olduğunu kafanda canlandırmanı istiyorum.
كُلَّ مَرَّةٍ تفكرين بتقبيل شاب، اُريدُك أَنْ تُصوّرى لِبس هذا تحت فستانكَ.

Seni Her zaman, ben bile daha çok seviyorum.
كُلَّ مَرَّةٍ أَراك، أَحبُّك لدرجة أكبر.

her defasında kendini daha kötü hissedeceksin.
وأنت سَتَبْدو أسوأ كُلَّ مَرَّةٍ تَستفيدُ مِنْه.

Lankman, soru kağıdını her defasında farklı tutuyor.
Lankman يَحْملُ السؤالَ البطاقات بشكل مختلف كُلَّ مَرَّةٍ.

Şehrin sınırlarına kadar gittim ama her seferinde buraya geri geldim. İçimdekiler hızla çekilirmiş gibi.
كُلَّ مَرَّةٍ أصل لحدود المدينة إستمر بالعَودة هنا كأن داخلي يُصبحُ مَسْحُوبا

-kim koleksiyonu kutunu topladı sanıyorsun? -Morgage'ın günü geçtiğinde her seferinde kim yardım etti?
ماذا تَعتقدُ بحشو مجموعاتَ صناديقك كُلَّ مَرَّةٍ الرهن كان متأخر؟