"كُلّ تلك" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Tüm bu
• tüm o
• Bütün o
• Bütün bu

Yani kan dolaşımına bulaşan Tüm bu maddeler kalbi mi yavaşlattı?
إذًا كُلّ تلك المادة إذا أصبحت في مجرى الدمّ، يَبطىء القلب؟

Tüm bu saçmalıklardan kurtulmaya iki yıl kaldı.
سيستغرق سنوات للتَخَلُّص مِنْ كُلّ تلك الزبالةِ.

Annen ve ben Tüm bu şeyleri, karneleri, parmak resimleri, şiirleri sakladık.
أمّكَ وأنا وفّرتُ كُلّ تلك المادةِ، بطاقات تقريرِ، صور إصبعِ، قصائد.

Her zaman para için bu işin içinde oldun. Yoksa yaptığın tüm o meme işleri, dünyaya borcunu ödemek için miydi?
أَو هَلْ كُلّ تلك الوظائفِ ثدي طريقِكِ مِنْ الإعادة كَانتْ العالمُ؟

Evet, birimizin tüm o eğlenceyi bırakıp gitme vakti.
نعم ,أحدانا كان لا بُدَّ عليه أن يَذْهبَ ويَتخلّى عن كُلّ تلك التسليه

Bütün o duygular; suçululuk, öfke ve üzüntü var ya,
كما تعلمين، كُلّ تلك المشاعر من الشعور بالذنب والغضب والحزن؟

Bütün o gençken yaptığın şeylerden dolayı mı üzüldüğümü mü sanıyorsun?
تُفكّرُ كُلّ تلك المادةِ الذي أَنا منزعجُ، بأَنْك عَمِلتَ كa مراهق؟

Belki ilerde bir gün uygarlık Bütün bu ağaçları kesecek ve doğayı yok edecek.
نعم، حَسناً، ربما يوم واحد الحضارة سَتُقلّلُ كُلّ تلك الأشجارِ

Tüm bu tartışmalarımızdan sonra sonunda birşeyler oluyor.
كُلّ تلك التخفيضاتِ أعطيتُه دَفعَ أخيراً.

Korktuğum Tüm bu şeyler.
كُلّ تلك الأشياءِ التي أنا كُنْتُ خائف من.

Tüm bu çığır açan gelişmelerin kaynağı askeri fonlar, tatlım.
كُلّ تلك الإختراقاتِ: التمويل العسكري، عسل.

Tüm bu korkular biraraya geldi.
كُلّ تلك المخاوفِ لَفّتْ إلى واحد.

Tüm bu şeyleri anlatmak zorunda mıydın?
What'd أنت يَجِبُ أَنْ تَتكلّمَ حول كُلّ تلك المادةِ ل؟

Ve senin için önemli olan tüm o şeyleri ne zaman istersen sırf yüzüne bir kaç damla yağmur damlasın diye bir pencere açabileceğini.
بدون كُلّ تلك الأشياءِ المهمة لكِ لا نافذة لتفتحيها عندما تريدين فقط تشعرين بالمطر على خدكِ

tüm o hukuk bilgisi ya da neyse.
كُلّ تلك المعرفةِ بالقانونِ ومهما كان

tüm o gitar dersleri bugün işe yaradı. Laddo al.
كُلّ تلك الدروسِ في الجيتار تنفع اليوم

tüm o soruları kim hazırlıyor?
الذي يَجيءُ به كُلّ تلك الأسئلةِ؟

Bütün o dokunaklı mektuplar, haliyle hiç soru sorulmadı.
كُلّ تلك الرسائلِ المؤثّرةِ، لذا لا أسئلةَ سَألتْ.

Bütün o ameliyatları yapmasaydın, bana zarar vermeyecekti.
هو ما كَانَ سيَآْذيني إذا أنت مَا أعطيتَني كُلّ تلك الجراحاتِ.

Bütün bu anlatılanlar ilgini mi çekiyor, dostum?
احصلْت على كُلّ تلك التفاصيلِ المستفيضة يا صاحِ؟

Bak, Gus, Bütün bu işleri yaptım çünkü tecrübeye ihtiyacım vardı.
انظر، جس، كُلّ تلك الوظائفِ اشتغلت بها لأجل الخبرة