Kemikler için raptiye. Ortada inanacak bir şey yok. | Open Subtitles | دبابيس للعظام. ليس هناك شيء لأؤمن به. |
Gerçekleşecektir. - İnanacak bir şey kalmadı. | Open Subtitles | سوف يتحقق - لم يبقى شئ لأؤمن به - |
Bana inanacak birşey verdin. | Open Subtitles | منحتني شيئاً لأؤمن به، حينما... |
İşvereniniz tarafından gönderildiklerine inanmak için sebebim var. | Open Subtitles | لدي دافع لأؤمن أنه تم إرسالهم من طرف مشغلك. |
İnanmak için gerçek şeylere ihtiyacım var, ve kardeşimin yaşamasına ihtiyacım var, çünkü sahip olduğum herşey o. | Open Subtitles | ، أريد شيء حقيقي لأؤمن به و أنا أريد حقاً أن ينجو شقيقي . لأنه كل ما لدي الآن |
Onlar kadar kötü görünmediğine çaresizce inanmak için. | Open Subtitles | لأؤمن بيأسٍ أنك لا تبدو سيئًا كما يبدون. |
Ortada inanacak bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك أي شيء لأؤمن به. |
Bu tür şeylere inanmak için yeterince gencim. | Open Subtitles | أنا صغير بما يكفي لأؤمن بجميع الأشياء. |
"Sevgili Papa, Tanrı'ya inanmak için ne yapmam gerekir?" | Open Subtitles | عزيزي البابا، مالذي يجب عليّ فعله لأؤمن بالله؟" |