- Bu saçmalıklardan uzaklaşmak için Afganistan' dan eve geldim. | Open Subtitles | ! . أتيت للوطن من "أفغانستان" لأبتعد عن هذا الهراء |
Mesele şu ki, kardeşim, o trene tüm bunlardan uzaklaşmak için bindim. | Open Subtitles | المغزى من كل هذا يا أخ , انا ذهبت الى القطار لأبتعد عن كل ما كان في السابق , لأبتعد عن حياة الكدح والتعب |
Poliyester makine tişörtün ve zorunlu at kuyruğu saçından uzaklaşmak için ne yapmam gerekiyorsa yaparım. | Open Subtitles | اي شيئ لأبتعد عن قميص البوليستر الخاص بك . و ذيل الحصان هذا التي انت مجبرة على البقاء به |
Bir iş bulurum ve buradan kurtulmak için elimden geleni yaparım. | Open Subtitles | سأجد عمل وسأفعل كل ما يتطلبه الأمر لأبتعد من هنا |
Senden kurtulmak için gerekirse bir ağaçta bile yaşarım. Yapmayacağımı sanma. | Open Subtitles | سأعيش فى شجرة إن استلزم الأمر لأبتعد عنك ولا تظن أننى لن أفعل ذلك |
Kâbus bir eşten kurtulmak için listeme yumulmuştum, ama Karma işkence çekmem için kâbus eski karımı göndermişti. | Open Subtitles | كنت أنفّذ بنود اللائحة لأبتعد عن كابوس زوجتي لكن العاقبة الأخلاقيّة جنت عليّ بكابوس زوجتي السابقة |
Ondan uzaklaşmak için bir koşu iskele tahtasını çıktım... sonra da bunu yaptığıma üzüldüm. | Open Subtitles | ركضت على اللوح الخشبي لأبتعد عنه بسرعة! لكني فجأة شعرت بالسوء لتصرفي هذا |
Ondan uzaklaşmak için bir koşu iskele tahtasını çıktım... sonra da bunu yaptığıma üzüldüm. | Open Subtitles | ركضت على اللوح الخشبي لأبتعد عنه بسرعة! لكني فجأة شعرت بالسوء لتصرفي هذا |
Bu mumları sadece senden uzaklaşmak için yapıyorum. | Open Subtitles | أنــا أصنع هده الشموع فقط لأبتعد عنك. |
- Nick'ten uzaklaşmak için otele gittim. | Open Subtitles | لقد ذهبت الى الفندق لأبتعد عن نيك |
İşten uzaklaşmak için buraya geldim ama iş peşimi bırakmıyor. | Open Subtitles | جئت إلى هنا لأبتعد عن العمل ولكنني لا أستطيع أبتعد عن العمل حقاً ولكن... |
O deliden uzaklaşmak için her şeyi yaparım! | Open Subtitles | ! سأفعل أيّ شيءٍ لأبتعد عن ذلك المجنون |
Sen ve mutsuzluğundan uzaklaşmak için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | أي شيء لأبتعد عنكِ وعن تعاستك |
- Ari'den uzaklaşmak için işi bıraktım. | Open Subtitles | -إستقلت من العمل لأبتعد عن (آري ). |
uzaklaşmak için. | Open Subtitles | لأبتعد. |
Senden kurtulmak için her şeyi yaparım. Bunu izlersen daha iyi, orospu. | Open Subtitles | أي شيئ لأبتعد عن هنا يجب عليكِ الإنتباه أيتها العاهرة |
Bu şeytanlardan, yaratıklardan ve küflü saklanma yerlerinden kurtulmak için bir şans. | Open Subtitles | إنها فرصتي لأبتعد عن الوحوش .والكائنات الشيطانية والمخابئ العفنة |
Steve ile bütün bunlardan kurtulmak için evlendim. | Open Subtitles | [أتعرف، لقد تزوّجت [ستيف , لأبتعد عن هذا |
Hayır... o tür ilaçlardan kurtulmak için çok çabaladım. | Open Subtitles | كلّا... لقد عملتُ جاهدةً لأبتعد عن كلّ هذه الأدوية. |
Bu bilgisayar ise babamın hayali olan MIT'ye gidişi hayalini öğrendiğim bilgisayardı, MIT’de bilgisayarları tüm seviyede kullanmayı öğrendim. Sonrasında bilgisayarlardan kurtulmak için sanat okuluna gittim ve bilgisayarların düşünmede daha yararlı olduğunu anlamaya başladım. | TED | ذلك كان الحاسوب الذي درسته من خلال ارتيادي لمعهد ماستيتيوتش للتكنلوجيا، حلم أبي. وفي هذا المعهد درست الحواسيب على كافة المستويات وبعدها، ذهبت إلى مدرسة الفنون لأبتعد عن الحواسيب وبدأت أفكر في الحاسوب بأنه أكثر شبه بمساحة روحانية للتفكير |
Burun sokmalarından kurtulmak için. | Open Subtitles | لأبتعد عن تطفّلهم |