Paranın yarısını almak için. Böylece sana güzel gözükmek için elbiseler alabilecektim. | Open Subtitles | لكى احصل على نصف المبلغ, لأتمكن من العناية بمظهرى من اجل اسعادك |
Onlara haftalık zamanlarının kayıtlarını tutturdum Böylece ne kadar çalışıp ne kadar uyuduklarını anlayacaktım ve kitabım için stratejileri hakkında onlarla röportaj yaptım. | TED | تتبعتُ جدولهن للوقت لمدة أسبوع لأتمكن من إضافة كم ساعة يشتغلن وكم ساعة يخلدن إلى النوم وقابلتهن لنتحدث عن خططهن من أجل كتابي. |
2011'de ismimi değiştirdim, Böylece Macaristan'daki Aşırı Sağcı gençlik kampına katılabilecektim. | TED | في عام 2011، غيرت اسمي لأتمكن من المشاركة في معسكر شبابي لليمين المتطرف في المجر. |
Bu yüzden ardımda günce bıraktım... 16 yaşımdaki halimi sayfalarına yazacak ...Böylece bir gün Salazar Slytherin'in asil görevini başka birinin tamamlamasına olanak sağlayacaktım. | Open Subtitles | لذا قررت ترك مذكرات حفظت في أوراقها الـ 16 عاما من حياتي لأتمكن ذات يوم من إرشاد شخص آخر |
Eğer bir suç mahallinde bir şeye dokunursan, bu pudrayı koyduğumda parmak izlerini ortaya çıkarıyor, ben de orada olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | لو لمستِ شيئاً في مسرح الجريمة ،أضع بعضاً من هذا المسحوق عليه لأتمكن من رؤية بصماتك وحينها أعرف أنِك كنتِ هناك |
Sensiz bunu asla yapamazdım. | Open Subtitles | لا بأس بذلك لم أكن لأتمكن من بلوغ هذا من دونك |
Bekar kalmak istedim Böylece seyahat edebilecektim, Göreceğin her şey burada | Open Subtitles | أردت أبقى عزباء لأتمكن من السفر و أرى كل ما يمكنني رؤيته |
Böylece caddenin karsisina geçecektim, ama kahretsin ki dönüs yasakti. | Open Subtitles | لأتمكن من الذهاب للطرف الآخر من الشارع لكن تباً, لم يكن هناك طريق للرجعه |
Böylece son nefesimi, onlara son bir kez cehenneme gitmelerini söylemek için kullanabileceğim. | Open Subtitles | لأتمكن من نفث أنفاس احتضاري لأخبرهما أن تذهبا للجحيم مرةً أخيرة. |
Sadece kendi televizyonumun olmasını isterdim, Böylece odamda izleyebilirdim. | Open Subtitles | أتمنى لو لدي تلفازي الخاص لأتمكن من المشاهدة في غرفتي |
Sadece kendi televizyonumun olmasını isterdim, Böylece odamda izleyebilirdim. | Open Subtitles | أتمنى لو لدي تلفازي الخاص لأتمكن من المشاهدة في غرفتي |
Daha yüksekten, Böylece daha uzun sürer ve yakalayabilirim. | Open Subtitles | إرميها لأعلى من ذلك لكي تأخذ وقتاً طويلاً في النزول لأتمكن من إلتقاطها |
Geç yerine erken getirmen daha iyi olur Böylece terbiye edebilirim. | Open Subtitles | أرى أنه من الأفضل أن تجلبيهم الان لأتمكن من نقعهم |
Ellerinizi de görebileceğim bir yere koyun. Böylece mesaj çekemezsiniz. | Open Subtitles | و أرفع يداك لأتمكن من رؤيتها, لكي لا يمكنك أن ترسل أو تقوم بأي شيء |
Böylece ailemizi girdabına çekmek üzere olan fırtınadan koruyabilirim. | Open Subtitles | لأتمكن من حماية عائلتنا من العاصفة التي تريد أبتلاعها |
Tamam. Şimdi git, Böylece burada arama yapmaya devam edebilirim. | Open Subtitles | حسنا,أذهبي الآن لأتمكن من النظرفي كل هذا |
Böylece gününü başlattığımdan daha iyi bir şekilde bitirebilirim. | Open Subtitles | فقط لأتمكن أن أنهي يومك نهايه أفضل مما بدأته به ؟ |
Elime geçen parayla ne yapmam gerektiğini bulmaya çalışıyorum Böylece bazı insanları değiştirebilirim. | Open Subtitles | فقط احاول أن اعرف مايفترض بي أن افعلهُ بالمال الذي لديّ لأتمكن من التعويض على بعض الناس |
Adamı bize katılmasını istedim, Böylece şu evi bölme işini teklif edebilirim. | Open Subtitles | لقد دعوته للانضمام إلينا لأتمكن من اقتراح فكرة التقسيم هذه |
Lütfen bayan, uyan, evine git ki ben de ofise gideyim. | Open Subtitles | أرجوك سيدتي، إستييقظي ، إذهبي لبيتك لأتمكن من الذهاب للمكتب |
Sensiz bunu asla yapamazdım. | Open Subtitles | لا بأس بذلك لم أكن لأتمكن من بلوغ هذا من دونك |