Baba olmak için sabırsızlanıyorum tüm ev benim olacak. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار حتّى أصبح أباً لأتمكّن من الاستحواذ على المنزل بأكمله |
Ben de ailemi korumak için istedikleri şeyleri yaptım. | Open Subtitles | وفعلتُ ما أجبروني عليه لأتمكّن من حماية عائلتي |
İki pahalı çocuk ile yaşamak için yapılmış bir ayarlama. | Open Subtitles | لأتمكّن من العيش مع طفلين مكلّفين للغاية |
Tanrı seni kurtarmam için bana gönderdi sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتُ أنّ الله أرسلكَ لأتمكّن من إنقاذكَ |
Buradan gitmek için stajyerliğim bitene kadar bekleyemem. | Open Subtitles | لا أطيق الإنتظار حتى تنتهي فترة تدريبي لأتمكّن من الخروج من هذا المكان |
Çok düzgün giden bir kariyerim olmasına rağmen evde çalışıp çocukların yanında olabilmek için birkaç büyük iş teklifini reddetmek durumunda kaldım. | Open Subtitles | ولكنّي اضطررتُ إلى رفض العديد من العروض الكبرى لأتمكّن من العمل من المنزل وأكون متواجداً لأولئكَ الصغار |
İstediğin her neyse ona ulaşman adına bir plan yapabilmem için bana söylemelisin. | Open Subtitles | "أيّاً كان، يجب أن تخبرني به لأتمكّن من مساعدتكَ في إنشاء خطّة لتحقيقه" |
Gözetimin hakkında tavsiye verebilmem için bana karşı dürüst olmalısın. | Open Subtitles | من المهمّ أن تكون صريحاً معي تماماً. لأتمكّن من وضع توصياتٍ لاستمرار رعايتك، أيّاً تكن. |
- Onu tutuklamam falan için aramaya da mı vaktin yoktu? | Open Subtitles | لم يتسنّ لكَ إجراء مكالمة هاتفية لأتمكّن من اعتقاله؟ |
Bu konuşmaya devam etmek için kafein almam lazım. | Open Subtitles | سأحتاج لبعض القهوه لأتمكّن من اكمال هذه المحادثة |
- Hyo Jin'in kurtulması için onun yakalanması lazım. | Open Subtitles | يجبْ أن أقبضَ عليه لأتمكّن من إنقاذ هيو جين. |
Sana sürpriz yapmak için onlarla geldim. | Open Subtitles | كانا يوصلاني فحسب لأتمكّن من مفاجأتك |
Onunla konuşabilmek için. | Open Subtitles | لأتمكّن من الحديث معه. |
Onlarla konuşmak için. | Open Subtitles | لأتمكّن من محادثتهم |
Claire, lütfen Justin'e sorabilir misin, ...tabağını bitirmiş mi, çalkalayıp bulaşık makinesine koymak için, ...alabilir miymişim? | Open Subtitles | (كلير)، هلاّ سألت (جستن) إن كان قد فرغ من زبديّته لأتمكّن من غسلها ووضعها بغسالة الصحون؟ |
Marlo Stanfield'ı bitirebilmek için sadece birkaç hafta yeter bana. | Open Subtitles | لا أحتاج سوى أسابيع قليلة لأتمكّن من (مارلو) |
Onu öldürebilmem için. | Open Subtitles | لأتمكّن من قتله |
Bak, bunu eğlenmek için yapmıyorum. Trav'e mail atabilmek için interneti öğreniyorum. | Open Subtitles | اسمعي، أنا لا أفعل هذا للمتعة بل أتدرّب على الانترنت لأتمكّن من مراسلة (تراف) |
Walter, aklî durumun hakkında fikre varmam ve gözetimin hakkında tavsiye verebilmem için bana karşı dürüst olmalısın. | Open Subtitles | (والتر). من المهمّ أن تكون صريحاً معي بالكامل، لأتمكّن من وضعِ تقييم لحالتكَ العقليّة. بإمكاني وضعُ توصياتٍ لاستمرار رعايتك... |