Saçmalama, sadece seni kıskandırmak için Michael'i kullanıyordum. | Open Subtitles | لا تكن سخيفا, لقد كنت استغل مايكل لأثير غيرتك |
Bu yüzden, onu etkilemek için aşçılığımı konuşturmam gerek. | Open Subtitles | لذا يَجِبُ أَنْ أَفْعلَ ما بمقدوري لأثير اعجابه بطبخي |
Hormonlardan kaynaklanan baskıyı salmak için Lagos diye bir şey öldüreceğim, her ne ise artık. | Open Subtitles | سأذهب لأثير القليل من هرموناتى عن طريق مقاتلة لاجوس او مايكون هو |
Sizi etkilemek için sürdüğümü söylemek isterdim ama hayır, sadece bir gizli ajanın bir öğle sonrası büyük bir hatası. | Open Subtitles | يمكنني القول ، أنّني تعطرت به لأثير إعجابك ولكن، كلاّ ، أخشى أنهّا مجرد حماقات بسيطة لهذا المساء الحزين |
Demek istediğim, kızımı etkilemem için bir işe girmem gerekiyorsa. | Open Subtitles | أعني، إذا كنت مضطراً للعمل لأثير إعجاب فتاتي |
Yerinde olsam, onları kıskandırmak için güzelce giyinir, makyaj yapar saçlarımı tarar, mücevherlerimi takardım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك، لأثير غيرتهم ،سأرتدي ثوبا رائعا وأضع بعض المكياج وأمشط شعري، وأرتدي بعض المجوهرات |
Bak ne diyeceğim. Üniversitede basketbol oynamak istiyorsam, ...gözlemcileri etkilemek için bu son yılım, tamam mı? | Open Subtitles | هذا موسمي الأخير حسناً، إنها فرصتي الأخيرة لأثير أعجاب مكتشفي المواهب للحصول على فرصة للعب في فريق الجامعة |
Tanışmadan önce, seni etkilemek için bulabildiğim her şeyi öğrendim. | Open Subtitles | قبل أن نلتقي اكتشفت كل شيء استطيعه لأثير اعجابك |
Sırf seni etkilemek için hepsini ezberlemiştim be. | Open Subtitles | يا إلهي لقد حفظت كل هذا الشيء لأثير إعجاكِ, تباً |
Sevgilimi kıskandırmak için sahte kulüpte selfie çekiyorum. | Open Subtitles | أحاول التظاهر بإلتقاط صورة سيلفي في نادي مزيف لأثير غيرة حبيبتي |
Onu etkilemek için hoş bir şey almak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أشتري لباس جميل لأثير إعجابه |
Onu etkilemek için yaptığım sahte kartvizit. | Open Subtitles | بطاقة عمل مزيفة صنعتها لأثير اعجابها |
Sizi etkilemek için sürdüğümü söylemek isterdim ama hayır, sadece bir gizli ajanın bir öğle sonrası büyük bir hatası. | Open Subtitles | يمكنني القول ، أنّني تعطرت به لأثير إعجابك ولكن، كلاّ ، أخشى أنهّا مجرد حماقات بسيطة لهذا المساء الحزين من لدينا أيضاً ؟ |
-Onu etkilemek için seninle arkadaş olduğumuzu söyledim. | Open Subtitles | - كذبت عليها وقلت أنك صديقي لأثير إعجابها بي |
- Tüm bunlara seni etkilemek için göz attım. - Fark ettim. | Open Subtitles | لقد بحثت في الموضوع لأثير إعجابكِ - ظننتُ ذلك - |
Sırf babamı kızdırmak için taşındım. | Open Subtitles | نعم، أنا أنتلقلت لهناك لأثير حنق والدي، |
Seni etkilemek için içmiyorum onu. | Open Subtitles | أنا لا أفعل ذلك لأثير اعجابك. |
Darılma ama Brooke'u kıskandırmak için sana ihtiyacım yok, Mouth. Harika. | Open Subtitles | لا أقصد الإساءة يا (ماوث) ، و لكنى لا أحتاجك لإثارة (لأثير بك غيرة (بروك |
Schuller'e söylediğim doğru değildi. Bunu, onu etkileyip oyununu bozmak için söyledim. | Open Subtitles | (لم يكن صحيحاً ما قلته لـ (شولر قلت ذلك فقط لأثير غيظه وليفقد تركيزه |
Seni etkilemek için, gelirken etiketi ezberledim. | Open Subtitles | في طريقي إلى هنا لأثير إعجابك |