Pekala, gidip bununla nehirde ne yapabileceğime bakayım. | Open Subtitles | حسنا, سأذهب لأرى ما أستطيع فعله بهذا فى النهر |
Denemeye değer. Ben de burada kalayım ve Gölgeler Kitabı'nda bir şey bulabilecek miyim bakayım. | Open Subtitles | إنها فكرة تستحق العناء لذلك سأبقى هنا، لأرى ما يمكنني إيجاده |
Aslında, sanırım gidip bu konuda neler yapabileceğime bakacağım. | Open Subtitles | في الواقع، سأذهب لأرى ما يمكنني فعله بشأن ذلك |
Devam et. Ben neler olduğuna bakacağım. | Open Subtitles | إستمر في عملك وأنا سأذهب لأرى ما يحدث بحق الجحيم |
Hayır tanımazdım. Buraya sadece neler olup bittiğini görmek için geldim. | Open Subtitles | لا لم أعرفهم أنني قدمت فقط لأرى ما سبب كل هذا |
Neler bulacağımı görmek için, ajanslararası sunucularda veri taraması yapacağım. | Open Subtitles | سأبحث في شبكات الهيئات الأخرى لأرى ما يمكنني العثور عليه |
Ben işe gidiyorum. Bir şeyler öğrenmeye çalışacağım. Gün batımından önce dönerim. | Open Subtitles | سأذهب إلى العمل لأرى ما يمكنني ايجاده سأعود قبل غروب الشمس |
O yüzden bir şeyler öğrenmeye oraya gittim ve kesinlikle bu olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لذا ذهبت إلى هناك لأرى ما يمكن أن أجده. لكنني بالتأكيد لم أكن أظن بأنه سيكون ذاك. |
şU kuleler gittiğinden beri bakalım neler olmuş. | Open Subtitles | لأرى ما أصبح عليه الوضع منذ هدم تلك الأبراج |
Tek problem kıyafet! Giyebilecek bir şey var mı diye bakmak için sandığın altını üstüne getirdim. | Open Subtitles | المشكلة في الملابس، بحثت في حقيبتي لأرى ما يمكنني لبسه |
Afedersiniz , ben gidip Julie'nin nesi var bakayım , o galiba sinirli. | Open Subtitles | أنا سأذهب لأرى ما الذى اخر جولى من المحتمل ان تكون عصبيه 801 00: 49: 26,308 |
Neden bu kadar uzun sürdüğünü anlamak için şu adamlara bir bakayım. | Open Subtitles | سأذهب لأرى ما الذي أخر الرجال لفتره طويلة جدا |
Köprüye dönüp, ne yapabileceğime bakacağım. | Open Subtitles | سأعود إلى غرفة القيادة لأرى ما أستطيع عملة |
Ben, yanlarına gidip Dayumae'nin hayatta olup olmadığına bakacağım. | Open Subtitles | سأذهب إليهم لأرى ما إذا كانت دايماي على قيد الحياة |
Buraya bize göstereceğin şeyi görmek için geldik, arkadaş olmak için değil. | Open Subtitles | أنا هنا فقط لأرى ما تريد منا أن نشاهده ليس لأكون أصدقاء |
Başka bir deyişle, oksitosinin insanları daha ahlaklı yapıp yapmadığını görmek için bir deney tasarlayabileceğimi düşündüm. | TED | بعبارة أخرى , خطر لي أنه يجب أن أصمم تجربة لأرى ما إن كان الأوكسيتوسين يجعل الناس أفضل أخلاقياً |
Moskova'dan birkaç arkadaşımı arayıp bir şeyler öğrenmeye çalışacağım. | Open Subtitles | سأتصل ببعض من أصدقائي بـ(موسكو)، لأرى ما يمكنني إيجاده. |
Moskova'dan birkaç arkadaşımı arayıp bir şeyler öğrenmeye çalışacağım. | Open Subtitles | سأتصل ببعض من أصدقائي بـ(موسكو)، لأرى ما يمكنني إيجاده. |
"Yeryüzünün Egemenleri"ne bir sorayım, bakalım neler öğrenebileceğim. | Open Subtitles | حسناَ دعني أصل لأرض الميدان لأرى ما يمكنني أن أجد |
Bir şeyleri araştır demek, bakalım neler bulabileceğim. | Open Subtitles | إنها تعني ان أقوم بالمزيد من البحث لأرى ما قد يُمكنني العثور عليه |
Tek problem kıyafet! Giyebilecek bir şey var mı diye bakmak için sandığın altını üstüne getirdim. | Open Subtitles | المشكلة في الملابس، بحثت في حقيبتي لأرى ما يمكنني لبسه |