Bu yüzden, daha fazla yardım için bir şey yapmaya mecburdum. | TED | لذا كنت مجبرةً على فعل أكثر من هذا لأساعدهم. |
yaşayanlarla halletmeleri gereken meseleleri olduğundan öbür tarafa geçemeyenler ve yardım için bana gelirler | Open Subtitles | هم أرواح لم يعبروا إلى عالم الأموات بعد لأن لديهم عملاً لم ينتهوا منه و يأتون إلي لأساعدهم |
Bu konuda onlara yardım için buradayım. İsmim Anton bile değil, Artie. | Open Subtitles | أنا هنا لأساعدهم في ذلك فحسب، واسمي ليس "أنطون" حتى، إنه "أرتي". |
Onların sadece yardım etmek için burada olduğuma inanmalarını umabilirim. | Open Subtitles | أتمنى فقط أن يصدقوا أنني أتيت هذه المرة لأساعدهم |
İnsanlarımın bana ihtiyacı vardı ve yardım etmek için ortalarda yoktum. | Open Subtitles | لقد إحتاجني شعبي و لم أكن هناك لأساعدهم |
Onlara yardım etmek için... eğer yapabilirsem. | Open Subtitles | لأساعدهم إذا إستطعت |
Yaşayanlarla bitmemiş işleri olduğu için öbür tarafa geçememiş olan ve onlara yardım edeyim diye bana gelen ruhlar... | Open Subtitles | هم عالقون هنا لأن لديهم عمل في الحياة لم ينتهي بعد و يأتون إلي لأساعدهم |
Ve güzel bir yer bulursan onlara yardım edeceğim. | Open Subtitles | فإذا وجدت مكاناً مناسباً فأخبريني لأساعدهم |
Madam, bu öğlen köy salonuna yardım için izin istiyorum. | Open Subtitles | سيدتي، هل تسمحين لي أن أستأذن لبعض الوقت هذه الظهيرة؟ لأساعدهم في قاعة المدينة- لماذا؟ |
Yeryüzünde kalan ruhlar derdi büyükannem, yaşayanlarla halletmeleri gereken meseleleri olduğundan öbür tarafa geçemeyenler, ve yardım için bana gelirler. | Open Subtitles | "جدتي تسميهم "أرواح الأرض هي الأرواح التي لم تعبر إلى عالم الأموات بعد لأن لديهم عملاً لم ينتهوا منه و يأتون إلي لأساعدهم |
Onlara yardım etmek için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا فقط لأساعدهم |