Dün gece gitti. Tüm servetini arkadaşlarına dağıttı. | Open Subtitles | لقد غادرت ليلة أمس ، لقد أعطت كل أملاكها لأصدقائها |
Tek umudumuz onu zamanında kurtarabilmeleridir. böylece sevdiklerine ve arkadaşlarına kavuşabilir. | Open Subtitles | و نأمل إنقاذها في الوقت المناسب لتنضم لأصدقائها و أحبابها |
İnsanların düşünceleri yüzünden arkadaşlarına sırtını dönen türden biri değilim. | Open Subtitles | لحياتك المهنية الجديدة أنا لست من النوع التي تدير ظهرها لأصدقائها بسبب ما سيظنه الناس |
Bunun birazını da Arkadaşları için gösterse, | Open Subtitles | تظنين أنها ستظهر بعض من هذا التعاطف . . لأصدقائها , لكن |
Bayan Elton'ın bulduğu işi kabul etti ve Arkadaşları Campbell'lara yazdı. | Open Subtitles | كان عليها قبول عرض السيدة التون وكتبت لأصدقائها في,كامبلز |
Aynen, satanist arkadaşlarıyla paylaşmasını söylemiştim. | Open Subtitles | أجل, طلبت منها ان تعطيه لأصدقائها الاشرار هناك |
Özel arkadaşlar için mi? | Open Subtitles | لأصدقائها الخاصّين؟ |
Annen bu konuda arkadaşlarına hava atamıyor. | Open Subtitles | أمك لا يمكن التباهي لأصدقائها حول هذا الموضوع. |
Haley kendine ve arkadaşlarına sahte kimlik almaya çalışmış. | Open Subtitles | هايلي أرادت أخذ بعض الهويات المزيفة لها و لأصدقائها |
Baksana, Martha Stewart sadece arkadaşlarına lezzetli yemek sattığı için Martha Stewart olmadı. | Open Subtitles | اترين , مارثا ستيوارت لم تصبح مارتا ستيوارت عن طريق بيع الأغذية لأصدقائها فقط |
Annem arkadaşlarına Afrika'ya gönüllü çalışmaya gittiğimi söylemiş. | Open Subtitles | أمي قالت لأصدقائها بأنكي داهبة للقيام بأعمال خيرية في إفريقيا |
Baban olmadan yeni bir başlangıç yapacağına ilişkin arkadaşlarına e-posta yazmış. | Open Subtitles | وكتبت رسائل البريد الإلكتروني لأصدقائها عن بداية جديدة دون والدك. |
Bir şey almış. Deneyeceğini söylediği şeyin fotoğrafını arkadaşlarına göndermiş. | Open Subtitles | وتعاطت شيئًا وأرسلت صورة لأصدقائها تقول فيها أنها ستجربه |
Ailesinin evinden çıkmak için can atıyordu, onlara yetişkin olduğunu ve yeni arkadaşlarına da oraya ait olduğunu | TED | إذ أنها لم تستطع الانتظار للخروج من منزل والديها، ولتثبت لهم أنها ما عادت فتاة صغيرة، ولتثبت أيضا لأصدقائها بأنها تنتمي لهم. |
Evet, oldu. Bazen arkadaşlarına iyi çocuklar olduğumuzu bizimle gurur duyduğunu söylerdi. | Open Subtitles | نعم، بعض الأوقات بعض الأوقات كانت تقول لأصدقائها... |
Yani, bir kızın arkadaşlarına işte böyle zamanlarda ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | فالفتاة تحتاج لأصدقائها في وقت كهذا |
Kızın arkadaşlarına bak. Seninle dalga geçecekler. | Open Subtitles | أنظر لأصدقائها ، أنهن يضحّكن عليك. |
Evet... Ablam Arkadaşları için afili bir akşam yemeği veriyor ve beni de zorla çağırıyor. | Open Subtitles | أجل، اسمعي، أختي ستقيم حفل عشاء فاخر لأصدقائها |
Arkadaşları ve komşularıyla konuşun, hayatında mavi bir sedan kullanan biri var mı öğrenin. | Open Subtitles | فلتتحدّث لأصدقائها وجيرانها لتعرف لو كانوا يعرفون أحداً في حياتها يقود سيدان زرقاء. |
Peki, sen sordun, o değersiz... anlaşılan Arkadaşları da. | Open Subtitles | حسناً إن سألتيني هي لا قيمه لها.. وقد تبين بأن لأصدقائها |
Benimle yalnız kalabilmek için arkadaşlarıyla vedalaşıyor. | Open Subtitles | تقول وداعاً لأصدقائها حتى تبقى معي وحدي |