Eve geldim, Dükkandan gelen bahşişlerimi koymak için kavanozu açtım. | Open Subtitles | لقد أتيت الى المنزل ثم فتحت العلبة لأضع الإكراميات التى أخذتها |
Arabaya binene kadar, keki çantasına koymak için beklememiz gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | انا اعتقد أنني يجب أنتظر لأضع الكب كيك في الشنطة التي على شكل كب كيك حتى نخرج من السيارة |
İçine süt koyacak birkaç tane kova bulur musun? | Open Subtitles | براندي، أحضري بعض الدلاء لأضع فيها الحليب. |
Bugün iş kâğıtlarını bankadaki kutuya koymaya gittim. | Open Subtitles | كـلا ذهبت إلى المصرف اليوم لأضع أعمالك في صندوق ودائع |
Noel Baba'nın kulübesine pikniğe giderdim... kolyeyi de şarabın içine koyardım. | Open Subtitles | وتقوما بنزهة خلوية في بيت سانتا وكنت لأضع القلادة في النبيذ |
Ama onunkilerini de koymazdım. | Open Subtitles | ولكنني لم أكن لأضع أعمالها أيضا. |
Dolabıma. Bunların bir kısmını oraya bırakacağım. | Open Subtitles | إلى خزانتي لأضع بعض من هذه الأغراض |
Bilgin olsun diye söylüyorum, ona karşı his- settiklerimi geride bırakmak için gidiyorum. | Open Subtitles | لمعلوماتك أنا فقط سوف ألاقيه لأضع هذه المشاعر خلف ظهري |
O kapıyı açayım, tabağı koyayım ve çıkayım. | Open Subtitles | ودعني افتح الباب لأضع الطعام لك ثم سأرحل |
Böyle şeylere etiket koymak benim tarzım değil. | Open Subtitles | حسناً، إنه ليس أسلوبي لأضع طابع إشهاري على كل شيء. |
Bu çiçekleri koymak için su bulacağım. | Open Subtitles | انصت، سأذهب لإيجاد بعض الماء لأضع الزهور فيه |
Bir alkoliğin erişeileceği yere şarap koymak için sebep göremiyorum. | Open Subtitles | لا ارى سبب لأضع الشابلي في متناول مدمن مخدرات |
Nihayet çiçek koyacak bir şey. Bir şey değil. | Open Subtitles | ولأجل هذه الزهرية أخيراً، مكان لأضع فيه الزهور |
Kader bu akşam bana ikinci bir şans işleri yoluna koyacak bir fırsat sundu. | Open Subtitles | الليلة، عرض عليّ القدر فُرصة ثانية فرصة لأضع الأمور في نصابها |
Bu kutuları koyacak yerim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ مكان لأضع فيه هذه العلب. |
Yapmak zorunda olduğum işte, hayatımı ortaya koymaya hazırım. | Open Subtitles | أنا مستعد لأضع حياتي على المحك لأقوم بما عليّ فعله |
Fırına yemeği koymaya zamanım olmadı bile. | Open Subtitles | أنا حتى لم أحظى بوقت لأضع الطعام فى الفرن |
Ben şunları koymaya gidiyorum. | Open Subtitles | انا سأذهب لأضع هذه الاغراض جانباً |
Bunu düşünmüşsünüzdür muhtemelen fakat ben olsam, halkın gireceği her odaya bir hizmetkar koyardım. | Open Subtitles | على الأرجح فكرتم في ذلك لكن كنت لأضع شخصاً ربما خادم في كل غرفة يدخلها الناس |
Senin yerinde olsam onların altına biraz çimen koyardım. | Open Subtitles | كنت لأضع الحشيش تحتهم لو كنت مكانك |
Ben olsam ayağımı oraya koymazdım. | Open Subtitles | ما كنتُ لأضع قدمي هناك |
Gidip elimdeki bir kutu dolusu taze Wyoming havasını bırakacağım. | Open Subtitles | وأنا سأذهب لأضع هذه الهدية الفارغة هناك |
O geceyi o korkunç geceyi arkamda bırakmak için çok çalıştım. | Open Subtitles | لقد عملتُ بقسوة لأضع تلك الليلة... تلك الليلة الفظيعة ورائي. |
Ben en iyisi bunları buzluğa koyayım. | Open Subtitles | سأذهب لأضع هذه اللحوم في مكانها |
Anne, Sevgililer Günü kartlarımı koyabileceğim bir yer var mı? | Open Subtitles | هل من مكان لأضع فيه جميع البطاقات الغرامية التي بحوزتي |