İzninizle, Yapılacak gerçek işlerim var. | Open Subtitles | أرجو المعذرة، لدي بعض العمل الحقيقي لأعمله |
Şimdi, benden özür dileyeceksen yapacak işlerim var. | Open Subtitles | لتحصلي على ما تريدين الآن إذا عذرتيني عندي عمل لأعمله |
Onunla konuştum ama yapabileceğim pek bir şey yoktu. | Open Subtitles | لقد تحدثت معه ولم يكن هناك سوى القليل لأعمله |
Bakın, yapabileceğim bir şey yok. Adınızı alıp sabaha tekrardan sizi ararım. | Open Subtitles | أنظري، لا شيء بيدي لأعمله سوى أن آخذ اسمك وبلاغك والانتظار حتى الصباح الباكر |
Gün içinde yapmam gereken bir sürü şey var, Lorelai. | Open Subtitles | لدي الكثير لأعمله في اليوم يالوريلاي |
yok ,hayır değilim sadece kısa zamanda yapmam gereken | Open Subtitles | لا, أنا لست في فريق الكيمياء, ولكن لدي الكثير لأعمله |
Size doğaçlama yurttaşlık dersleri vermekten her ne kadar hoşlansam da yapacak işlerim var. | Open Subtitles | وبقدر ما استمتع بإعطاء دروس ارتجالية مدنية لديّ عمله لأعمله |
Yapacak işlerim var. | Open Subtitles | لا يأبي لا أستطيع أنا لدي شيء لأعمله |
Şimdi müsaade edersen, yapacak işlerim var. | Open Subtitles | الآن, إن عذرتني لديّ عمل لأعمله |
Bugün yapacak işlerim var | Open Subtitles | عندي شئ مهم لأعمله اليوم |
Kendimi bir yaratığın beni takip ederek, ödümü kopardığı bir korku filmindeymiş gibi hissediyorum ve yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أشعر وكأنني بفيلم رعب حيث المخلوق يلاحقني بالأرجاء لإخافتي وليس هناك شيء بيدي لأعمله ؟ |
Bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد لأعمله بخصوص ذلك |
Bu konuda yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لأعمله حيال ذلك |
Basit biyolojidir bu. Yapılacak hiçbir şey yok. | Open Subtitles | انها مسألة حيوية بسيطة, لاشيء بيدي لأعمله |
Yapılacak çok iş var ama zaman yok. | Open Subtitles | لدي الكثير لأعمله ووقتي قصير |
Yapmam gereken bir şey var ve bu çok tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | لدي شيء لأعمله, ربما يكون خطيراً |
Dersten önce yapman gereken bir sürü şey var. | Open Subtitles | لدي الكثير لأعمله قبل الدرس جيني |