Yerinizde olsam bunu yapmazdım. Ortaya çıkacaktır. | Open Subtitles | لم أكن لأفعل هذا إذا كنت فى مكانك, سيظهر |
Yerinde olsam bunu yapmazdım. Hayır, hayır bunu yapmazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأفعل هذا لو كنت مكانك لا, لا, لم أكن لأفعل |
Senin yerinde olsam bunu yapmazdım, dostum. | Open Subtitles | ما كنتُ لأفعل هذا لو كنتُ مكانكَ ، يا صاح. |
Bunu yapmak zorunda tek şansı bu kendimi çevirmek oldu. | Open Subtitles | الفرصة الوحيدة لأفعل هذا هي أن أحوّل نفسي إلى هذا |
Hayır anne, para almayacağım. Bunu yapmak için ben para veriyorum. | Open Subtitles | ،لا يا أمي، لن يدفعوا ليّ .بل أنا ادفع لأفعل هذا |
Senin yerinde olsam bunu yapmazdım, çünkü bunu yaparsan planımı asla öğrenemezsin. | Open Subtitles | لم أكن لأفعل هذا لو كنت مكانك,لأنك لو فعلت لن تتعلم أبداً من خطتي |
Yerinde olsam bunu yapmazdım. At silahını! | Open Subtitles | لك أكن لأفعل هذا لو كنت مكانك إسقطوا السلاح |
Kardeşini avlamakta sayılır değil mi? bunu yapmazdım. | Open Subtitles | واصطياد شقيقك يُحسب، أليس كذلك؟ ما كنت لأفعل هذا |
İkinizde aptalsınız. Yerinde olsam bunu yapmazdım. | Open Subtitles | ـ أيها الغبيان ـ ما كنت لأفعل هذا لو كنت مكانك |
Eğer başka bir yolu olsa bunu yapmazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأفعل هذا إذا كان هناك أي طريقة أخرى. |
Yerinde olsam bunu yapmazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأفعل هذا لو كنت مكانك. |
Ne olduğunu bilseydim asla bunu yapmazdım. | Open Subtitles | ما كنت لأفعل هذا لو كنت اعرفه. |
- Yerinde olsam bunu yapmazdım. | Open Subtitles | -لم أكن لأفعل هذا لو كنت مكانك -أين أنت؟ |
Senin yerinde eğer Ben bunu yapmazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأفعل هذا لو كنت بمكانك |
Yerinde olsaydım bunu yapmazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأفعل هذا لو كنت بدلاً منك |
Bunu yapmak için aylardır bekliyordum. | Open Subtitles | من أكثر أصدقاءي محبةً وشُقرةً. لقد انتظرت عدة أشهر لأفعل هذا. |
Binlerce kez Bunu yapmak istedim. Ama cesaret edemedim. | Open Subtitles | ولديّ من الأسباب ما يفوق بألف مرة أسبابه لأفعل هذا الفعل الشنيع |
Unutmaki, Bunu yapmak için her zaman yanında olamam | Open Subtitles | تذكر, تذكر أني لن أكون دائماً بجوارك لأفعل هذا لأجلك. |
- Bir haftadır Bunu yapmak için bekliyordum. | Open Subtitles | انتظرت أسبوعاً كاملاً لأفعل هذا احصل على القبضة, يا رجل |
İkna oldum! Hadi, dostum! Biliyorsun ben senin için yapardım. | Open Subtitles | هيا يا رجل تعرف أنني كنت لأفعل هذا لأجلك |
Doğal, evet. Sanki bunun için doğmuşum. | Open Subtitles | . طبيعية ، أجل ، و كأنني ولدت لأفعل هذا الشيء |
Bunu yapmam için bir neden yok. Sizin tarafınızdayım ben. | Open Subtitles | لم يكن هناك سبب لأفعل هذا انا في جانبكم |