Analiz yapmak için değil, sevgili olarak puan kazanmak için buradayım ben. | Open Subtitles | لم آت إلى هنا لتحليل تصرفاتكم بل جئت لأكسب نقاطاً لدى عشيقتي |
Arkadaşın olmak için degil, para kazanmak için burdayım, anladın mı? | Open Subtitles | أنا لست هنا لمصادقتك أنا هنا لأكسب المال هل فهمت ذلك؟ |
kazanmak için vaktim var. Bu şey bir sonraki sefere kadar olmaz, değil mi? | Open Subtitles | حسنًا، لديّ وقت لأكسب المال، ولا يمكن لهذا أن يحدث حتى موعد البعثة الحادية عشر، صحيح؟ |
Yeteri kadar para kazanmamın tek yolu buydu. | Open Subtitles | لقد كانت الطريقة الوحيدة لأكسب ما يكفي من المال |
Elimden geleni yapıyorum. Daha çok kazanmam için bir arabaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أفعل ما بوسـعي، فأنا أحتاج حقـًا لســيارة لأكسب اكــثر |
Ve sana söz veriyorum ki bu savaşı kazanmak için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | وأعدك بأن أفعل كل ما بوسعي لأكسب هذه الحرب أنا أعلم أنه إذا حدث لك أي مكروه |
Güvenini kazanmak için ne yapmam gerektiğini söyle. Yaparım. | Open Subtitles | أخبرني ما عليّ فعله لأكسب ثقتك، و سأفعله |
Parayı Belle'lerin sevgisini kazanmak için harcadım. | Open Subtitles | لقد أنفقت مدخراتنا المالية لأكسب حب الحسناوات |
Şu anda para kazanmak için kırılacak hiç odun kalmadı, bir poşet mangal kömürü yapacak kadar bir dal parçası bile yok. | Open Subtitles | لذا , في هذه اللحظه لا يوجد خشب لقطعه في الريف لأكسب المال |
Sırf biraz daha para kazanmak için seni Bağımsız Güzellik Danışmanı'na dönüştürmeye çalıştığım için cidden suçluluk duyuyorum. | Open Subtitles | لمحاولتي بجعلك خبيرة تجميل مستقلة لأكسب المزيد من النقود |
O pisliğin takdirini kazanmak için yaptığım program sadece bir yalandan ibaretti. | Open Subtitles | ما عملت عليه بشدة لأكسب موافقة الحقير لم يكن سوى كذبة |
Para kazanmak için hala çok küçüğüm. | Open Subtitles | و أنا لا أزال صغيرة جداً لأكسب أياً منه |
Vakit kazanmak için dansımı yaptım... ama hala Gant'la anlaşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | لذلك لأكسب الوقت، أقتل العاهرة (لكن لازال علي التعامل مع (قانت |
Çok para kazanmak için büyük şehire gittim. | Open Subtitles | ذهبت إلى المدينة الكبيرة لأكسب المال |
Fazladan para kazanmak için çamaşır yıkıyorum. | Open Subtitles | كنت آخذ الغسيل لأكسب المزيد من المال |
Ağabeyinin ekibinin güvenini kazanmak için kullandım onu. | Open Subtitles | أنا استخدمتها فقط لأكسب ثقة فريق أخاها. |
O karıdan nefret ediyordum. Kardeşimin güvenini kazanmak için çok uğraştım. | Open Subtitles | أكره تلك الشمطاء لقد عملت لأكسب ثقة أخي |
Para kazanmamın başka yolu yoktu. | Open Subtitles | لم يكن عند طريق آخر لأكسب المال |
Ve güvenlerini kazanmamın tek yolu Ramon Salazar'ı hapisten kaçırmamdı. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لأكسب ثقتهم كانت أن أهرّب (رامون سالازار) من السجن |
Konseye karşı kazanmam için gereken desteği getir diye bunu iletmene ihtiyacım var. | Open Subtitles | الخطاب يحمل ختمي. أحتاج منك أن تسلّميه لاسترداد الدعم الذي أحتاجه لأكسب وُدّ المجلس. |
Artık bir düzenim var, ve İsa yanımda, ve Alcide de, umuyorum ki senin güvenini tekrar kazanmam için bana bir şans daha vereceksin. | Open Subtitles | والان انا في برنامج ، ولدي المسيح الى جانبي (و (ألسيد وكنت أأمل أن تعطيني الفرصة لأكسب ثقتك |