Artık sevgilisi değilim. Artık sevgilisi olmayabilirsin ama halen ona değer veriyorsundur. | Open Subtitles | ربما أنت لست صديقها الحميم ولكن أنت تهتم لأمرها. |
Eğer ona en ufak bir değer verdiysen bunu durdurmak için yapmayacağın şey yoktur. | Open Subtitles | واذا كُنت تهتم لأمرها حقاً ، فأنه لن يقف أمامك شىء أذا أردت مُساعدتها. |
Eğer ona gerçekten değer verseydim yapabileceğim en müşfik hareket çekip gitmek olurdu. | Open Subtitles | إن حفلت لأمرها حقا، فأفضل ما أفعل لها، كان الإبتعاد. |
Yine de senin iyiliğini düşünüyor. | Open Subtitles | مهما كان الأمر لابد بأنكِ تهتمين لأمرها من قلبكِ |
Fakat Emma'nın ihtiyacı olan şey bir terapist değil onu gerçekten umursayan biriydi. | TED | لكن ما كانت إيما تحتاجة حقاً ليس معالجة نفسية تهتم كثيراً، كثيراً لأمرها. |
umurumda olmadığını söylemedim mi? | Open Subtitles | انا فقط قتلك لا أهتم لأمرها, أليس كذلك ؟ |
Ona gerçekten değer veriyorsan gitmesine izin vermelisin. | Open Subtitles | إن كنت تهتمُّ لأمرها حقًّا، فعليك تركها وشأنها. |
Ona çok değer veriyorsun biliyorum ama eğer biri yardım edilmek istemiyorsa onu düzeltemezsin. | Open Subtitles | أعلم أنك تهتم لأمرها حقاً ولكن لا يمكنك مساعدة شخص لا يريد أن يلقى المساعدة. |
Aynı zamanda elinde bu bar, kardeşin ve bir yerlerde değer verdiğin bir kız olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | كما أعلم أن لديك هذه الحانة وأخيك وفتاة بمكان ما تكترث لأمرها. |
Ona değer verdiğini bildiğimden ölmesine izin veremezdim! | Open Subtitles | أنا اعلم انك تهتم لأمرها لذا انا لا يمكن انا اسمح له بقتلها |
Ona ben de değer veriyorum ama gitmesine izin verdim. | Open Subtitles | . إنني اهتم لأمرها ايضاً , ولكني تركتها تذهب |
Kızın illa ki ona değer veren bir yakını, kardeşleri, kuzenleri falan vardır. | Open Subtitles | البنت لديها اخوان , ابناء عمومه شخصا ما يهتم لأمرها |
Onun iyiliğini gerçekten istiyorum. | Open Subtitles | -أكترث فعلًا لأمرها . |
Bir kadınla gerçekten sevişmek için onu gerçekten önemsemelisiniz. | Open Subtitles | والآن لممارسة الحب مع امرأة ينبغي حقاً أن تهتم لأمرها |
Onunla dalga geçmiyorum. onu gerçekten önemsiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعبث معها فأنا أهتم لأمرها جداً |
böylece o da; onu gerçekten düşündüğünü bilir. | Open Subtitles | كي تعرف تلك المرأة أنك تهتم لأمرها |
Frankie umurumda değil. Biz bir çift sersemiz. | Open Subtitles | لم أكن أهتم لأمرها نحن مجرد مغفلين |
Ona gerçekten değer veriyorsan yapmasına izin vermelisin. | Open Subtitles | حسنا , إذا كنت حقا تهتم لأمرها |
O'na hâlâ önem veriyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ما تزال تكترث لأمرها, أليس كذلك؟ |